17 Ocak 2017 Salı

Birleşik Krallık Kralı George-VI





    Kral George-VI. Tam ismi: Albert Frederick Arthur George (14 Aralık 1895 - 6 Şubat 1952). 11 Aralık 1936 Tarihinden, 6 Şubat 1952 Tarihine kadar Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı monarkı. Son Hindistan İmparatoru ve ilk Commonwealth Lideri.






Çocukluğu ve İlk Yılları

    Prens George Albert, Kraliçe Victoria'nın saltanatı sırasında, Sandringham Kraliyet Köşkü'nde, Prens George (sonradan Kral George-V) ve Prenses Mary'nin 2. çocukları olarak dünyaya geldi. 

    George, Frederick, Arthur isimlerini annesi ve babası önceki krallara ithafen vermişlerdi. Prensin doğum günü, Kraliçe Victoria'nın çok sevdiği merhum eşi Prens Albert'in 34. ölüm yıldönümüydü. Kraliçe Victoria, yeni doğan torununun bir isminin Albert olmasını istediğini söyledi. Anne ve baba, kraliçeyi kırmadılar. Böylece Prens George, 4 isimle St. Mary's Magdalene Kilisesi'nde vaftiz edildi.
    Prensin çocukluğu sakin ve huzurlu geçti. Okul eğitimini sarayda aldı. Derslerinde genel olarak başarılıydı. Bunun yanı sıra siyasi ve askeri konulara da yeteneği vardı. İleri eğitimini orduda almak istiyordu. Fakat prensin doğuştan gelen bir konuşma sorunu vardı. Askeri okula girebilmek için akıcı konuşmaya yönelik yoğun bir pratik program uyguladı. Okula girmeden önce büyük ilerleme kaydetmiş olmasına karşın, hayatı boyunca konuşma zorluğu çekecekti.


Tek Fotoğrafta Dört Kral. En sağda Kral Edward-VII, en solda onun oğlu Kral George-V, ortada onun oğulları; ön tarafta ki Kral Edward-VIII, arka tarafta ki Kral George-VI


    Kraliçe Victoria, uzun saltanatının ardından 22 Ocak 1901 Tarihinde hayatını kaybetti. Prens Edward, Kral Edward-VII adıyla tahta çıktı. Prens George Albert'in babası veliaht prens oldu. George ve ağabeyi Prens Edward eğitimlerine devam ettiler.

    Kral Edward'ın saltanatı annesinin tersine kısa sürdü. 6 Mayıs 1910 Tarihinde, 'Avrupa'nın Amcası' ismiyle bütünleşen Kral Edward hayatını kaybetti ve yerine Prens George, Kral George-V adıyla tahta çıktı. Böylece Prens Edward veliaht prens, Prens George Albert ise 2. veliaht oldu.


I. Dünya Savaşı ve Sonrası

    Prens, 1909 yılında donanmaya katıldı. Askeri eğitim aldı ve 1913'te mezun oldu. Subaylık stajını Kanada'da yaptı. I. Dünya Savaşı patlak verdiğinde oradaydı. 1915 yılında ülkesine döndü ve gemilerde görev aldı. Jutland Deniz Muharebesi'ne katıldı. Cebelitarık ve Atlantik kıyılarında görev aldı. 1918'in başında ise koruma gemilerinde görev yaptı. Belçika Kralı Albert'in elinden en yüksek Belçika Madalyası olan, Büyük Leopold Nişanı'nı aldı. 

    Savaştan sonra Londra'ya döndü. Trinity Kolejine girdi ve burada akademik çalışmalarda bulundu. Tarih ve ekonomi konularında uzmanlaştı. Tezler, makaleler yazdı. 26 Nisan 1923 Tarihinde Prenses Elizabeth Bowes-Lyon ile evlendi. Çift, Sudan, Kenya, Uganda ve Süveyş gezisine çıktılar. Buralarda siyasi temaslarda bulundular. Prens George, gezdiği her yerin tarihi ve ekonomisini yakından inceledi. 

    1920'li yılların sonu ve 1930'lu yılların başına kadar çift, Sudan, Kenya, Uganda, Hindistan, Avustralya, Fiji, Yeni Zelanda, Kanada, ABD, Fransa gibi çeşitli ülkelere geziler düzenlediler. 1926 ve 1927 yıllarında, Prenses Elizabeth ve Prenses Margaret dünyaya geldi (Bkz: Kraliçe Elizabeth-II).


Kral George, eşi Prenses Elizabeth Bowes-Lyon, solda büyük kızı Prenses Elizabeth ve sağda küçük kızı Prenses Margaret


    

    1932 yılından 1936 yılına kadar ülkeden çok ayrılmadılar. Prens George, tarih ve ekonomi çalışmalarına devam etti ve çocukları ile zamanını geçirdi.

    20 Ocak 1936 Tarihinde Kral George-V hayatını kaybetti ve Prens George'un ağabeyi Prens Edward, Kral Edward-VIII adıyla tahta çıktı. Prens George ise veliaht prens oldu. 

    Bu tarihte Britanya siyasetinde iki görüş vardı. Yeni kral evli değildi ve çocuğu yoktu. Evlenecek, çocuğu olacak ve o çocuk taht sırası gereği yeni veliaht olacaktı. Böylece Prens George'un veliahtlığı bitecekti. Prens George'da bunu biliyordu ve ne kendisi ne de çocukları monark olmayı beklemiyordu. Fakat diğer görüş ise kafaları karıştırıyordu. Kralın, veliahtlık döneminden itibaren sarpa saran aşk hikayesiydi.

    Kralın nişanlısı (nişanı kendi aralarında yapmışlardı), Wallis Simpson daha önce evlilik yapmış bir kadındı. Ayrıca hakkında birçok itham olmakla beraber, Nazi Almanyası ile çok yakındı. Kral George-V, oğlunun bu kadınla evliliğine onay vermedi ama onu daha da dirençli hale getirmemek için çok üstüne gitmedi. Meseleyi erteledi ve çözüm bulamadan hayatını kaybetti. Edward, tahta çıktığının daha ilk günü, evlilik isteği ülkenin en büyük siyasi krizi haline gelmişti.

    Kilise ve siyaset kurumu -özellikle Başbakan Baldwin- evliliğe şiddetle karşıydı. İşçi Partisi'nin ılımlı kanadı bile evliliğe sıcak bakmıyordu ama en çok Baldwin'in başını çektiği Muhafazakar Parti, kilise ve soylular, evliliğe net bir şekilde karşı çıkıyordu.


Kral Edward-VIII ve eşi Wallis Simpson


    Başbakan Baldwin, kralın evlilikten pes edeceğini düşünüyordu ve evliliğe karşı örgütlediği herkesi bu öngörü ile yanına toplamıştı. Ocak 1936 - Aralık 1936 Tarihleri arasında gerilim sürekli yükseldi ve sonunda Kral Edward, kimsenin beklemediği bir şekilde tahttan feragat edeceğini açıkladı. 

    Evlilik karşıtları şaşırdılar fakat yine de geri adım atmadılar. Bu tutum karşısında Kral Edward-VIII, radyoda duygulu bir konuşma yaparak Britanya Tarihinde ilk ve tek tahttan feragat eden monark oldu. 


Tahta Çıkışı ve Saltanatı

    Prens George ise hiç beklemediği bir sırada, ülkesinin yeni kralı olmuştu. 11 Aralık 1936 Tarihinde, Kral George-VI adıyla tahta çıktı. Mayıs ayında taç giyme töreni yapıldı. Baldwin, taç giyme töreninden bir gün sonra istifa etti ve yerine Neville Chamberlain geldi.


Kral George-VI Taç Giyme Töreni


    

    Kralın tahta çıktığı dönem, dünyanın yeni bir büyük savaşa gittiği dönemdi. Almanya'da Hitler, dış politika da saldırgan hale geliyordu. Batılı ülkeler ise daha temkinli duruyordu. Başbakan Chamberlain yatıştırıcı politikalar izlemekteydi. Bu politikanın temel sebebi ise hem Britanya'nın hem Fransa'nın, Hitler'i değil, SSCB'yi bir tehdit olarak görmeleriydi. 

    Kral ise genel olarak böyle düşünmüyordu. 1937 yılının sonlarına doğru, Hitler'e karşı önlem alınması gerektiğini düşünüyordu. Ancak kabine ve başbakan, kralın görüşüne katılmadığı gibi dikkate almıyorlardı. Bu süre zarfında Winston Churchill ve Kral George yakınlaştılar. Sir Churchill, kral gibi düşünüyordu ve Hitler'in durdurulması politikasını izliyordu.

    Anchluss ve Eylül 1938'de ki Münih Konferansı, kral ile başbakanın arasını daha da açtı. Kral taviz verildiğini ve her tavizden sonra Hitler'in daha da saldırgan olduğunu açıkça dile getiriyordu. Kısa bir süre sonra kral ve Hitler karşıtı politikacılar haklı çıktı. Hitler, Mart 1939'da Çekoslovakya'nın batısını tamamen işgal ederek, doğusunda kukla bir Slovakya kurdu. Litvanya'dan, Memel bölgesini aldı. Britanya izlediği politikayı 180 derece tersine çevirdi ve Almanya'ya karşı açıkça cephe aldı. 

    Savaşın başına kadar, Kral George diğer ülkelere ziyaretlerde bulundu. Tarih ve ekonomi çalışmalarına devam etti. Çocukları ile ilgilendi. 


II. Dünya Savaşı

    Eylül 1939'da, beklenen savaş başladı. Almanya, Polonya'ya saldırdı ve çok kısa bir sürede işgal etti. Birleşik Krallık, Commonwealth ve Fransa, Almanya'ya savaş ilan ettiler. I. Dünya Savaşı gibi bu savaşında kısa sürmesi bekleniyordu. Fakat bu savaş 5 yıl 8 ay sürdü ve tarihin seyrini tamamen değiştirdi.

    Kral daha savaşın başında yine başbakan ile uyumsuzluklar yaşadı. Kralın tahminlerine göre Fransa'nın düşmesi büyük bir ihtimaldi. Ayrıca krala göre, Hitler diğer tarafsız ülkelere de saldıracaktı. Başbakan ve kabine ise aynı görüşte değildi. Birkaç ay içerisinde Almanya birçok tarafsız ülkeye saldırdı ve işgal etti. Fransa ise Mayıs-Haziran 1940 Tarihinde düştü. Haziran 1940'da, Birleşik Krallık Ordusu'nun, Norveç'in kuzeyinden bir cephe açma girişimi başarısızlık ile sonuçlanınca, Başbakan Chamberlain istifa etti. Yerine Sir Winston Churchill geldi. Sir Churchill'in, liderliği sırasında kral ve başbakan uyumlu çalıştı.


Sir Winston Churchill ve Kral George


    

    Savaş süresince Kral George, ordu ve halk ile yakın oldu. Saray masraflarını asgari düzeye indirdi ve halk karnesine katıldı. Londra'nın bombalanması sırasında, Londra'yı terk etmeyi kesin bir şekilde reddetti. Bombalamaların durduğu sıralarda halkın arasına karıştı, onları dinledi, yardım etti ve birçok kere bombalamaların başlamasına rağmen uzun süre dışarıda kaldı. Askerleriyle her zaman sıcak ilişkileri olan kral, savaş boyunca ordusunun başında oldu. Hayatını kaybeden askerlerin evlerine mektuplar yazdı, ziyaretlerde bulundu, gazilere ve hayatını kaybedenlerin ailelerine yardımlar yaptı. 

    Kral, radyoda aralıklarla konuşmalar yaptı. Konuşma zorluğuna rağmen tüm gücünü kullanarak konuşmalarını sürdürdü. İktidar ve muhalefetin savaş boyunca koordineli çalışmasına destek oldu. 

    Kral George savaş boyunca, yanında zehir ve silah taşıdı. Teslim olmak yerine, son mermiye kadar savaşmayı ve son olarak kendisi öldürmeyi dahi düşündüğünü birçok kere açıkladı. Kızları, Prenses Elizabeth ve Prenses Margaret, askerlere özel tiyatro ve bale gösterileri yaptı. Prenses Elizabeth, 1945 Yılında aktif ordu görevine katıldı. Kral eşi Prenses Elizabeth ise her zaman eşinin, çocuklarının ve ülkesinin yanında durdu. Kanada'ya gitme teklifini 'Kralı ve ülkeyi kimse terk etmeyecek' diyerek reddetti. 



Kral ve eşi, beraberindekilerle birlikte bombalanmış bir alanda

     Savaş sırasında Kral George, ağabeyi sabık Kral Edward'ı, Bahamalar Valisi olarak atadı. Bunun en büyük sebebi ise sabık kralın eşini Nazilerden olabildiğince uzak tutmak istemesiydi. 


Savaş Sonrası ve Son Yılları

    Mayıs 1945'te zafer kazanıldı. Kral ve ailesi 'Zafer Günü'ne katıldılar. Halkı ve orduyu selamladılar. Savaş sırasında Kral George'un tutumu ve izlediği politikalar, Birleşik Krallık halkı arasında kralın bir efsaneye ve büyük bir saygı konumuna erişmesini sağladı. 


Zafer Günü ve Kraliyet Ailesi


    

    Savaştan hemen sonra yapılan seçimlerde, Sir Churchill seçimleri kaybetti ve Clement Attlee, başbakan seçildi. Kral, İşçi Partisi lideri ile de uyumlu politikalar izledi. Savaştan sonra siyasetle eskisi kadar ilgisi olmasa da Attlee'nin reformlarını ve savaş sonrası yeniden inşayı önemsedi ve destek verdi. 

    II. Dünya Savaşı, Birleşik Krallık adına büyük bir zaferle bitmişti ancak 1940'ların sonunda de-kolonizasyon sürecinin de başlangıcıydı. 1947 yılında, Hindistan önce Dominyon statüsü kazandı ve 1950'de tam bağımsız bir cumhuriyet oldu. 1937'de tam bağımsız cumhuriyet ilan eden İrlanda ise resmi olarak Birleşik Krallık tarafından tanınmamıştı. 1949'da bu tanınma da gerçekleşti. Yine Pakistan, Mısır ve Güney Afrika'da farklı farklı süreçler başladı. Kral George, de-kolonizasyon sürecini ilk kabul eden Britanyalılardandı. 

    Kralın sağlığı daha savaş sırasında bozulmaya başlamıştı. Çok fazla sigara içiyordu. Ayrıca şeker ve tansiyon rahatsızlıkları vardı. Stres ve üzüntü ise bu rahatsızlıkları tetikledi. Savaştan sonra periyodik tedavilere rağmen kralın sağlığı bozulmaya devam etti. 1950 yılının sonlarına doğru belinde ve bacaklarında artan ağrılar ile eskisi kadar fazla hareket edemez oldu. Yine de ordu törenlerine  katıldı. Ekim 1951'de rahatsızlığı arttı. Parlamento açılış konuşmasına gidemedi. 25 Aralık 1951'de, halkına son kez Noel mesajı ile seslendi ve bir tür veda konuşması yaptı.

    Birleşik Krallık Kralı George-VI, 6 Şubat 1952 Tarihinde sabah saatlerinde, Sandringham Kraliyet Köşkü'nde, doğduğu odanın karşısında hayatını kaybetti. 

    Kral George, büyük bir cenaze töreni ile Windsor Kalesi'nde ki St. George Şapeli'ne defnedildi. 1969 yılında ise kendisi adına yapılan anıt mezara taşındı. 


Kral George-VI, cenaze töreni


    Kral George'un adına ülkede birçok heykel yapıldı, adı sokaklara, bulvarlara ve mekanlara verildi. Hayatı, romanlara, tiyatro eserlerine ve filmlere konu oldu. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder