22 Ekim 2016 Cumartesi

Birleşik Krallık ve Napolyon Savaşları




    Napolyon Savaşları dönemi genel kabule göre 1803-1815 yılları arasındaki döneme tekabül eder. Bu dönem İmparator Napolyon'un, Koalisyon kuvvetlerine karşı siyasi, askeri ve ekonomik tüm çatışmalarını içerir. Birleşik Krallık'ta Napolyon Savaşları sırasında Rusya ile birlikte İmparator Napolyon'un işgaline uğramamış iki ülkeden birisi olup hem Fransa'nın hemde Avrupa'nın diğer devletlerinin kaderini değiştiren bir rol oynamıştır.





    

    Fransız Devriminden 3 yıl sonra 1792 yılından 1802 yılına kadar Fransız Devrim Savaşları gerçekleşti. Birinci ve İkinci Koalisyon, Birinci Fransız Cumhuriyeti'ne karşı savaştılar. Birleşik Krallık'ta bu iki koalisyonda yer aldı ve 1793-1802 tarihleri aralığında Fransa ile sürekli bir savaş halinde bulundu.

    Fakat I. ve II. Koalisyonlar, Fransa'ya karşı mağlup oldu. 1802 yılında Birleşik Krallık ile Fransa arasında Amiens Antlaşması imzalandı. Böylece Fransız Devrim Savaşları sona erdi ama ne siyasi ne de ekonomik sorunlar bitmedi. Fransa, Devrim Savaşları boyunca savunma durumunda olmuştu. 1802 yılından itibaren Napolyon'un yükselişi ile saldırgan konuma geldi. 



İmparator Napolyon Bonaparte. Monarşiyi deviren Fransız Devrimi'nin tüm olanaklarını kullanarak 1805 Yılında Papa'dan taç giyerek Fransa İmparatoru tahtına oturmuştu.


    Mayıs 1803 tarihinde Napolyon, Britanya'yı işgal etmek üzere savaş ilan etti. Bu tarih Napolyon Savaşları'nın başlangıç tarihi oldu.

    Birleşik Krallık'ın Napolyon Savaşları sırasında ki durumunu üç başlık altında inceleyebiliriz.

    - Siyasi ve Finansal Savaş

    - Birleşik Krallık Ordusu
    - Cepheler



Siyasi ve Finansal Savaş

    Savaşın başlaması ile birlikte Birleşik Krallık zaten bir barış yönetimi yaşamıyordu. Savaş ilanı ile birlikte Devrim Savaşlarında olduğu gibi siyasi ve ekonomik ittifaklara başvuruldu. 

    Askeri alanda ise önceki savaşlarda olduğu gibi kara savaşlarından çok deniz savaşlarına ve deniz ticareti güvenliğine önem verildi. Trafalgar Deniz Savaşı ile Fransa'nın Britanya'yı askeri işgali engellendi. 



 Trafalgar Deniz Muharebesi


    

    İmparator Napolyon, Trafalgar yenilgisi ile birlikte askeri bir işgal gerçekleştiremeyeceğini anladı. Bunun üzerine Kasım 1806 Tarihinde 'Kıtasal Sistem' adlı bir ferman yayınladı. Bu fermana göre Fransa ve müttefikleri, Birleşik Krallık ile tüm ticari bağlarını kesecek ve genel ambargo uygulayacaktı. Prusya ve Rusya'yı da Tilsit Antlaşması ile bu ambargoya katılmalarını sağladıktan sonra Aralık 1807 Tarihinde başka bir fermanla ile Fransa ve müttefik limanlarından, Britanya limanlarına ticaret yapan her gemiyi, Britanya Gemisi ilan edileceğini ve el konulacağını ilan etti. Böylece Britanya ticareti ve ekonomisi tamamen yıkılacaktı.



'Kıtasal Sistem'

    Fakat Britanya bir deniz imparatorluğuydu. Napolyon'un ablukası ise kara egemen devletleri içeriyordu. Ayrıca bu devletlerin tüccarları bile çoğu zaman ambargoyu deldi. Çünkü bu ambargolar, Britanya'dan çok bu devletleri vuruyordu.

    Britanya ise bu politikaya çok sert tepki verdi ve üstün deniz gücü ile Fransa ve müttefiklerinin limanlarını ablukaya aldı. 'Kıtasal Sistem' politikası bir 'bumerang' etkisi ile Fransa'yı ve müttefiklerini vurmuştu. Yine de İmparator Napolyon, ablukaya devam etti.

    Britanya ise üstün deniz gücünü sonuna kadar kullandı. Rusya 1812'de 'Kıtasal Sistem'den ayrıldı. Osmanlı ise başından itibaren Britanya ile ticaretini devam ettirdi. ABD ise 1812 yılında bu ambargoya destek vermesi 1812 Savaşı'na yol açacaktı.

    Birleşik Krallık'ın finansal durumu ise sadece bundan ibaret değildi. 'Kıtasal Sistem' ekonomiyi yıkmadı ama ciddi anlamda sarstı. Ayrıca deniz ablukaları, Amerika Kıtasında ki Fransa ile gerçekleşen kara savaşları ve savaşın son dönemlerinde ki kara savaşları, kraliyet ekonomisini büyük bütçe açıkları ile karşı karşıya getirdi. 

    1814 Yılı Britanya bütçesinin geliri 66 Milyon Sterlin'di. Giderler ise; Ordu için 40 Milyon Sterlin, Donanma için 12 Milyon Sterlin ve müttefikler için 10 Milyon Sterlin'di ve bunlar sadece askeri harcamalardı. 38 Milyon Sterlin'lik gider ise klasik bir yöntemle çözüldü: İç borç.

    Savaşın sonunda Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı'nın resmi iç borcu tam 682 Milyon Sterlin'di. Bu rakam savaş bittikten sonra kaldırılan savaş vergilerinden sonra yıllık 50-58 Milyon Sterlin geliri olan bir devlet için büyük bir meblağ idi. Borç sorunu savaştan sonra Fransa ve yenik müttefiklerinden alınan tazminatlar ve ticari imtiyazlar ile dengelenmeye çalışıldı. 

    Savaş sırasında diğer bir siyasi silah Fransız Devrimi'nin getirdiği haklar, milliyetçilik anlayışı ve devrimci ruhtu. Halbuki Britanya 1792-1803 yılları arasında bu anlayışın ülkesi üzerindeki yıkımı durdurmak amacıyla savaşmıştı. Fakat Napolyon Savaşları sırasında bu argümanları, Fransa işgali altındaki ülkelerde ve uyduları arasında yayılmasını destekledi. Özellikle Hollanda, Belçika ve Prusya ülkelerinde ki milliyetçilik akımları siyasi ve ekonomik olarak açık veya gizli desteklendi.


Birleşik Krallık Ordusu

    1803 Yılında savaş patlak verdiğinde Britanya Ordusu, savaş durumundan tam çıkmamıştı. Silah altında hala ciddi bir ordu vardı. Bu askerlerin birçoğu Fransız Devrim Savaşlarında savaşmış tecrübeli askerlerden oluşmaktaydı.

    Birleşik Krallık hinterlandında 3 ayrı asker alma merkezi vardı. Bunlar İngiliz ve Galli askerlerin katıldığı Güney Britanya merkezi, İskoçların katıldığı Kuzey Britanya eğitim merkezi ve İrlandalıların katıldığı Dublin Muhafız Merkezi idi. Bu merkezlerden genelde piyade askerleri alınıyor ve eğitiliyordu.

    Orduya başvuru ve alım fazlaydı. Çünkü Devrim Savaşları ile artan asker ihtiyacı ve ekonomik bozukluk birçok kişi için orduyu bir nevi iş alanı durumuna dönüştürüyordu. Fakat bu durum da her kesim ve 12-55 yaşa kadar askere alım aralığından dolayı ordunun nitelikli personel kalitesini düşürdü. Napolyon Savaşları'nın son yıllarında ordunun %70'inden fazlası uzmanlık eğitimlerini adeta cephede almıştı. 

    Yine de Kraliyet Hükümeti savaşın sonuna kadar orduya alımları teşvik etti. Tam 1 milyondan fazla sivil 12 yıl içerisinde orduya katılmıştı.

    Ordunun en büyük kesimini piyadeler oluşturuyordu. Piyadeler, savaş başladığında 26 savaş sonunda 34 sınıfa ayrılmıştı. Bunlar, muhafızlardan (Irish Guards / İrlandalı Muhafızlar, Scottish Guards / İskoç Muhafızlar vb.), elit birliklere, gözcülerden, tüfek birliklerine kadar geniş bir skalaya sahiptiler.



Birleşik Krallık Piyade Birlikleri


    Piyade taktiklerinin birçoğu 18. yüzyılın son yıllarında şekillenmişti. 18. yüzyılın ikinci yarısı ve 19. yüzyılın ilk yarısında ki savaşların, diğer hiçbir savaş türüne benzemediği açıktır. Ordular karşı karşıya gelir ve siper almadan birbirlerine ateş ederlerdi. Saldırı yapan ordu bir yere kadar yürüyerek düşmanın üzerine gider, sonra da süngü hücumu yapardı. Bu savaş şekli hiçbir tarihi alanda görülmemişti. 

    Tüfeğin savaş alanına girmesine kadar askerler kalkanları ve kılıçları ile savaşırdı. Tüfeğin savaş alanına girmesinden sonra dahi 200 yıllık bir dönemde askerler kalkanlarını kullanmayı devam ettirdi. 18. Yüzyılın ikinci yarısında kalkanlar artık kullanılmaz oldu. Ordular daha düzenli bir şekilde tertipleniyordu ve bugünün veya ondan önceki zamanlara göre çok 'süslü' ve 'resmi' üniformalar giyiyorlardı. 

    Bu taktiklerin Napolyon Savaşları sırasında verdiği zarar devletleri derinden etkiledi. 1830'lu yıllarda siper teknolojisinin gelişmesiyle ordular saldırı sırasında daha yavaş ama daha az kayıplar verme doktrinini geliştirdiler.

    İşte böyle bir durumda Birleşik Krallık Ordusu'da günün taktiklerini benimsemişti. Fransız Devrim Savaşlarında yıllarca savaşan, Amiral Lord Samuel Hood ve General Lord Henry Addington daha uzun menzilli ve dolumu daha kolay tüfekler geliştirdiler. Lord Addington'un 1801 yılında ölümü üzerine tüfeklerin menzilinin arttırılması hedefini Lord Hood devam ettirdi.

    Ordu da 'Brown Bess' isimli tüfek 1805 yılında dakikada 3 barut mermisi atabilirken, bu tarihten sonra yeni eklemesiyle 4 barut mermisi atabiliyordu. Aynı uyarlamalar birkaç tüfeğe daha yapıldı. Böylece bir piyade taburu, 1805 yılında dakikada 1000 kadar barut mermisi atarken, savaşın sonunda 1500 barut mermisi atabiliyordu.



Brown Bess model tüfeğin bir replikası


    
    Gerek piyadelerin gerekse diğer birliklerinde (Deniz Kuvvetleri de dahil) üniformaları da Napolyon Savaşlarında değişikliğe uğradı. Avrupa Ordularının hepsi gibi (Osmanlı İmparatorluğu hariç) Birleşik Krallık ordusunun da üniformaları 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren değişti.

    Askerler sınıflarına, birliklerine ve branşlarına göre ayrı ayrı renklerde ceketler giyiyorlardı. Kraliyet Ordusu'nun ise genel rengi kırmızı ceketti. Bu birliklere daha önce özel birlikler iken zamanla birçok birliğe Red Coat / Kırmızı Ceket dağıtıldı. Böylece tek tip bir ordu görünümü verildi. Bunun haricinde yeşil ve az da olsa sarı renkli ceketlilerin oluşturduğu birlikler vardı. Denizciler ise mavi ceketlilerden oluşuyordu. 

    Lakin ceketler bir sıkıntı oluşturmaz iken askerlerin alt-giyimleri ise bir felaketti. 16. ve 17. yüzyıllarda, Avrupa'da ve Birleşik Krallık'ta erkek giyiminde suspansuvara benzeyen dar pantolonlar modaydı. Bu akım saray, aristokrasi ve üst sınıf arasında ortaya çıkmış farklı varyasyonlar halinde halk tarafından da kullanılmaya başlanmıştı. Ordu da bu giyim örnek alınarak üniformalar dikildi. Bu durum hem subaylar hem erler için çok büyük bir sorun oluşturuyordu. Fakat ordu, asaletin ayrı bir türünün yaşandığı yerdi ve 'Monark'ın Ordusu, Monark'ı temsil etmeliydi'.

    Bu üniforma giyimi askerlerin bacaklarını ve kasık bölgelerini zedeliyor ve tahriş ediyordu. Rahat değildi. Özellikle diz altında ki sıkı çoraplar, bacaklarda birçok soruna sebep oluyordu. Özellikle denizci askerlerde durum çok daha vahimdi. Napolyon Savaşları'nın başlamasından kısa bir süre sonra Britanya Ordusu'nda er ve astsubay üniformalarında bu tarz pantolonlar yerine, çorapları çok daha kısa olan, çizmeli ve günümüz erkek pantolonlarına benzeyen bacak ve kasık bölgesini rahat bırakan pantolonlar üretildi.



Birleşik Krallık Ordusu Piyade Birliklerinde Üniformaların 100 Yıllık Evrimi

    
    Yeni üniformaları subaylar benimsemedi. Subay pantolonlarının da değişmesi Napolyon Savaşları'ndan sonra mümkün oldu.

    Ortaçağ'da şövalyeler, orduların tanklarıydı. Bu geleneği süvariler devraldı. Süvari sınıfının eğitimlerine ayrı bir önem veriliyordu. Orduya alımların en yoğun olduğu dönemlerde dahi süvari alımları ve eğitimleri ayrıcalıklı oldu. 

    1802 yılında Birleşik Krallık Ordusu'nda 6 çeşit süvari bulunmaktaydı. Bunlar; Mızraklı ve Hafif Kılıçlı Süvari, Tüfekli ve Hafif Kılıçlı Süvari, Tüfekli ve Ağır Kılıçlı Süvari, Gözcüler ve son olarak Muhafızlar sınıflarıydı. Bu sınıfların hepsinin eğitimi ayrı ayrı yapılır ve askerler ilk girdikleri sınıfları ne ise o sınıftan devam ederlerdi. Süvari sınıfına alınan bir asker, tüm eğitimlerden geçer, mızrak, tüfek, hafif kılıç ve ağır kılıçları kullanırdı. Bu eğitimler sonunda asker bir sınıfa seçilir ve o silahlara sahip olurdu. Bu sınıfların subayları ise her türlü silahı kullanırdı.

    Bu 6 çeşit süvari sınıfının da kendi içlerinde elit birlikleri vardı. Örneğin; Dragoons olarak isimlendirilen süvari birlikleri tecrübeli askerlerin oluşturduğu, Tüfekli ve Ağır Kılıçlı Süvari sınıfına mensuptu yada muhafız sınıfı da her sınıftan seçilen elit askerlerin oluşturduğu sınıftı ve bu muhafızlarında kendi aralarında birlikleri vardı. 



Britanya Ordusu'nda Dragoon Birliklerinden bir tasvir


    Topçu sınıfları da savaş boyunca değişim gösterdi. Bu sınıfların sayısı savaşın başında 6, savaşın sonunda 11 idi. Howitzer toplarından, havan toplarına ve küçük çaplı toplara kadar birçok sınıf vardı. Bu savaşlarda ilk kez düzenli olarak roket birlikleri de kullanıldı. Topçu askerlerin eğitimi de ayrıcalıklı ve uzundu. Bu sınıfa genelde, fiziken daha güçlü ve meslek erbabı kişiler alınırdı.

    Deniz Kuvvetleri'nin ise yıllardır süregelen düzenli ve ayrı bir yapılanması vardı. Britanya bir deniz imparatorluğu olmasının verdiği tecrübe ve donanma ile özellikle Trafalgar galibiyetinden sonra Fransa ve müttefiklerine karşı denizlerde kesin bir zafer kazandı. 

    Birleşik Krallık ordusu için diğer bir önemli kaynak dış/yabancı alımlardı. Kraliyet kolonilerinden muazzam bir asker istihdamı sağlıyordu. Hatta Britanya Ordusu'nun yapılanması gereği, bu askerlerin sayısı barış döneminde çok daha fazlaydı. Kraliyet Ordusu genelde merkezden kolonilerine az asker ve nitelikli subay gönderir bu bölgelerden tertiplediği birlikler ile kolonilerini savunur ve güvenliği sağlardı. Savaş zamanında da bu birliklere alımlar daha da arttı.

    Amerika Kıtası'nda ki birlikler bu kıtada Napolyon'a ve 1812 yılında ABD'ye karşı savaştı. Hindistan ve diğer Asya'dan alınan askerlerin bir kısmı Avrupa'ya getirilirken bir kısmı da Fransa'nın kolonileri ile savaştı. Fransa'nın, Amerika Kıtası'nda ki kolonileri o dönem için daha az olduğundan bu cephelerdeki savaşlar daha sakindi. 

    Yabancı asker alımın diğer kaynakları ise Avrupa'dan alınan askerlerdi. Napolyon Savaşları sırasında bunların en ünlü olanı King's German Legion / Kralın Alman Lejyonu ve King's Swiss Legion / Kralın İsviçre Lejyonu idi. Bu askerlerin büyük kısmı Fransa'nın işgalinden bir şekilde kaçmış ve gemilerle Birleşik Krallık'a ulaşmış askerlerdi. 

    Bunların dışında, Hollandalı, Yunan, İspanyol ve Danimarkalı askerlerden oluşan birlikler de mevcut oldu.

    (Bkz: Napolyon Savaşları ve Birleşik Krallık Ordusu Portreleri)

    
Cepheler

    İkinci Anglo-Maratha Savaşı: 1803 yılında, Fransa tarafından desteklenen ve ilk savaşta kaybettiği toprakları ve Salbai Antlaşması'nı geçersiz kılmak için yine Fransa tarafından kışkırtılan Maratha İmparatorluğu'nun, Britanya'ya ödediği vergiyi reddetmesi üzerine patlak veren savaş. 1805 yılında Assaye Muharebesi ile kesin Britanya zaferi ile sonuçlandı.

    Karayipler Cephesi: 1804 yılında Fransa'nın, Britanya'nın Amerika Kıtasında ki deniz gücünü kırmak amacıyla Haiti'yi bombalaması ile birlikte başlayan açılan cephe. Karşılıklı deniz muharebeleri ve küçük kara çatışmaları ile 6 yıl sürdü. 1810 yılında, Britanya ve müttefiki Hollanda'nın (Hollanda anavatanı Fransa tarafından işgal ve ilhak edilmişti) kesin zaferiyle sonuçlandı. Fransa bu bölgede ki tüm kolonilerini kaybetti.

    Sicilya ve Napoli Krallığı - Napoli Cephesi: Napolyon'un, tüm İtalya'yı fethedip, İtalya Kralı ilan edilmesinden hemen sonra Birleşik Krallık müttefiki Sicilya ve Napoli Krallığı Kralı Ferdinand'ın çağrısı ve Napolyon'un gücünü kırmak amacıyla 1805 yılında bölgeye asker gönderdi. Rusya'da bu cepheye, Birleşik Krallık ile birlikte asker göndermişti. 1 yıllık Napoli cephesi, Napolyon'un bölgeye güçlü bir ordu göndermesi üzerine Britanya ve Rusya kuvvetlerinin çatışmaya girmeden Napoli'den çıkmasıyla sona erdi.

    Sicilya ve Napoli Krallığı - Sicilya Cephesi: Ruslar bölgeden tamamen çekildi. Britanyalılar ise Sicilya adasına çekildi. Napoli'yi almasından sonra Jean Reynier komutasındaki Fransız ordusu, Messina Boğazı'nı hızla geçti. Temmuz 1806 yılında gerçekleşen Maida Muharebesi, Britanya ve Sicilya-Napoli Krallığı kuvvetlerinin galibiyetiyle sonuçlandı. Napolyon için bu başarısız savaştan sonra Sicilya üstüne yürünmedi. Britanya ve müttefikleri ise bu adayı bir üs olarak kullandılar. 

    Danimarka Cephesi: Fransa'nın, Danimarka'yı bir müttefike dönüştürmesinden sonra Avrupa'da kayda değer bir deniz gücü bulunan Danimarka, Birleşik Krallık'ı tehdit ediyordu. Kraliyet, Danimarka'nın deniz gücünü kırmak amacıyla Ağustos 1807'de doğrudan başkent Copenhagen'e bir deniz saldırısı düzenledi. Burada demirli bulunan Danimarka Donanması'na baskın yapıldı. Şehir ablukaya alındı ve bombalandı. Danimarka Donanması'nın bir kısmı imha edilirken bir kısmı da Britanyalılar tarafından teslim alındı.  

    Walcheren Cephesi: 1809 yılında Avusturya'nın Fransa'ya savaş ilan etmesiyle, Fransız Orduları, Doğu Avrupa'ya yöneldi. Bunu fırsat olarak gören Kraliyet Hükümet, Hollanda'ya ait, Hollanda anakarasına çok yakın bir ada olan Walcheren'e çıkartma yaparak ikinci bir cephe açmayı planladı. Temmuz 1809'da 20.000 kişilik bir kuvvetle adayı istila eden Britanya birlikleri daha Ağustos ayından itibaren, Fransız denetiminde ki Hollanda birliklerine karşı ilerleme başarısı gösteremedi. Napolyon'un, Avusturya Cephesinden yolladığı askerlerin bölgeye ulaşmasıyla durum, Britanya için daha da dezavantajlı oldu. Aralık 1809'da, 2000'den fazla ölü ve esir ile adadan ayrıldı.

    Hint Okyanusu: Hint Okyanusu'nda ki savaşlar korsanlar ve az da olsa karşılıklı donanma çatışmaları ile geçti. 1810'dan itibaren Kraliyet Donanması planlı bir harekat yürüterek, Fransa'ya ait Java'yı ve birçok Fransız toprağını istila etti.

    İspanya-Portekiz Cephesi: Birleşik Krallık Ordusu'nun en yoğun olarak savaştığı cephelerden birisi İspanya ve Portekiz oldu. 
    
    Portekiz, Napolyon'un 'Kıtasal Sistem' politikasına onay vermeyen bir yaklaşım sergilemesi üzerine Napolyon'un 1807 yılındaki gönderdiği orduyla işgal edildi. Bu arada Fransız karşıtı İspanyol direnişçilerinin, İspanyol tahtına karşı organize bir gerilla harekatına girmesi İspanya'yı bir iç savaşın eşiğine getirmişti. 1808 yılında Kral Carlos'un tahttan oğlu lehine feragat etmesini fırsat bilen Napolyon, Joachim Murat komutasında ki bir orduyla Madrid'i işgal ettirdi. Tahta da Joseph Bonaparte geçti. Bu işgale karşı İspanyol direnişçiler ülkenin güneyine çekilerek burada tam kontrol  ve 6 yıl boyunca hem Madrid'e hemde Napolyon'a karşı başarılı bir savaş yürüttüler. 

    Britanya Ordusu'da toprağı olan Gibraltar üzerinden İspanyol direnişçilere yardım ettiği gibi bölgeye asker gönderdi ve burada 6 yıl süren karşılıklı bir savaş başladı. 1812 yılında, Rusya seferi sebebiyle 50.000'den fazla Fransız askeri bölgeden ayrıldı. Geriye kalanlar; direnişçiler ve Britanya Ordusu karşısında Albuera ve Badajoz'dan çekildi. 

    1812 yılında Wellington Dük'ü Arthur Wellesley komutasındaki Britanya Ordusu, Portekiz'e çıkarma yaptı. Hem güneyde hem batıda Fransız ordusu geri çekildi. İspanyol direnişçileri-Britanya Ordusu koalisyonu, 1813 yılında Madrid'i aldı. Lord Wellesley, aynı yıl Pirene Dağlarını geçti ve Fransız anavatanını güneyden tehdit etmeye başladı. Kasım 1813'de Nivelle, Aralık 1813'te Nive'yi aldı. Napolyon, Paris'e ulaştıktan sonra İspanya-Portekiz Cephesi'nde savaşı kaybettiğini kabul etti ve Kral Carlos'un oğlu Ferdinand'ı serbest bıraktı ve krallığını tanıdı. Böylece İspanya-Portekiz Cephesi kesin Koalisyon zaferi ile sonuçlandı.

    Hollanda Cephesi: 1814 yılında Kraliyet Hükümeti Hollanda'ya bir kere daha asker çıkarma kararı aldı. Sir Thomas Graham komutasındaki küçük bir ordu çıkarma yaptı. Fakat Şubat 1814'de Bergen kalesini aldıktan sonra Mart 1814'de ilerlemeleri durduruldu. 

    Napolyon'un Yüz Gün'ü: Napolyon, Paris Muharebesi'nde Rus ve Avusturyalı kuvvetlere yenildikten sonra Elba Adası'na sürgüne gönderildi. Galip devletler ise Viyana Kongresi'nde buluştular.

    Fakat özellikle Rusya ve Avusturya arasındaki çıkan anlaşmazlıklar, savaşın tüm yükünün Fransa'ya yüklenmesi, Fransa'da ki belirsizlik durumu, Bourbonların yeniden tahta çıkması ve yenilgi psikolojisi Napolyon için kaçınılmaz fırsattı. Elba Adası'ndan kaçmayı başaran ve kendisini durdurmaya gelen orduların da kendisine katılmasıyla Paris'e dönen Napolyon son bir savaş için hazırlıklara başladı. 

    Galip devletler aralarındaki anlaşmazlığı bırakıp yeniden birleştiler. 18 Haziran 1815 yılında Waterloo Muharebesinde, Koasliyon kuvvetleri Napolyon'a karşı kesin bir zafer kazandı ve 9 Temmuz'a kadar küçük çatışmalarla Paris'e yürüdüler. 



Waterloo Muharebesi


   

   İmparator Napolyon Bonaparte, 22 Temmuz 1819 Tarihinde tahttan 2.kez indirildi. Birleşik Krallık Ordusu tarafından tutuklandı ve Britanya kolonisi St. Helena adasına sürgüne gönderildi. 

    Böylece Napolyon Savaşları sona erdi.

    Savaştan sonra Birleşik Krallık Ordusu'nun %50'sinden fazlası terhis edildi. Ordu da kalmayı tercih edenler ise farklı bölgelerde görevlendirildiler.

    

 Çeviri, Hazırlayan ve Yazar: Lord Murrays

 Kaynakça:
 http://www.napoleonguide.com/index.htm
 https://openlibrary.org/books/OL3704479M/The_Oxford_history_of_the_British_Army
 https://openlibrary.org/books/OL7927076M/The_Measure_of_All_Things

 https://openlibrary.org/books/OL26046234M/Narratives_Of_The_Revolutionary_And_Napoleonic_Wars_Military_And_Civilian_Experience_In_Britain_And_
 https://openlibrary.org/books/OL2103445M/British_infantry_of_the_Napoleonic_Wars

 http://warof1812.ca/41stregt.htm
 https://books.google.com.tr/books?id=t0WvnpSQlbsC&pg=PA7&redir_esc=y
 https://books.google.com.tr/books?id=RuVnAAAAMAAJ&q=isbn:0091739268&dq=isbn:0091739268&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwinjYX37uzPAhXLVxoKHRsRCsEQ6AEIHTAA
 
    

    
    
    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder