6 Ekim 2016 Perşembe

The Irish Republican Army / İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (1917-1922)





    The Irish Republican Army* / İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu kısa ismiyle IRA, İrlandacası 'Óglaigh na hÉireann'. Bağımsız İrlandalı Cumhuriyetçilerin kurduğu devrimci silahlı organizasyon.

    (Bkz: IRA-İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu)

    IRA'nın siyasi arka planı İrlanda Cumhuriyetçi Kardeşliği'ne, silahlı arka planı ise 1913 yılında kurulmuş Irish Volunteer Forces / İrlanda Gönüllü Kuvvetleri'ne dayanır. 






    IVF 1913 yılında, İrlanda'nın bağımsızlığını sadece bir savaşla kazanılabileceğine inanan geniş bir kitle tarafından kurulmuştu. 1916 yılına kadar mücadelesini küçük birimlerle yürüttü. IVF yöneticileri İrlanda'yı genel bir ayaklanmaya hazırlıyorlardı fakat birçoğu bu ayaklanmanın savaştan sırasında olabileceğini düşündüler ve planladılar.

    Michael Collins'in liderliğini yaptığı bir grup ise devrimin savaş olması gerektiğini savunuyordu. Bunun temel sebebi devam eden savaş sebebiyle cephede olan İrlandalılar ve Britanya'nın, savaş propagandasının bir isyanı engelleme ihtimalinin olmasıydı. 



İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu Başkomutanı Michael Collins


    İrlanda Ayaklanması ise kimsenin beklemediği bir zamanda gerçekleşti. Bir isyanın daha sesleri duyuluyordu ama bunun 1916 yılının Paskalyasında gerçekleşeceği beklenmiyordu.

    2 yıldır devam eden savaş, zaten savaştan önce zor durumda olan İrlanda halkını tamamen yıldırmıştı. Yiyecek ve altyapı sorunları dayanılmaz hale geldi, sürekli askere alımlar ve bunun karşısında birşey verilmemesi buna ek olarak tarihsel arka plan ayaklanmayı 1916 Paskalyasında başlattı.

    Lakin yine de isyan zamansız patlak vermişti. Easter Rising / Paskalya Ayaklanması hızlı başladı. 24 Nisan 1916'da, 400 kadar silahlı IVF mensubu, postaneyi bastı, Dublin Belediye Binası önünde Irish Republic / İrlanda Cumhuriyeti'ni ilan etti. 

    Bugün tarihe bakıldığında aslında isyanın bir halk temeli olabilirdi ama isyancılar halk içerisinde bir örgütlenmeye gerek duymadan 'İsyanı başlatalım halk destek verecektir' sözüyle hareket ettiler. 



Paskalya Ayaklanmasının İlk Gününde Yola Barikat Kuran Kraliyet İrlanda Polis Kuvveti


   
   Dublin halkı örgütlenmemişti, 5 gün içerisinde isyan bastırıldı. 66 isyancı öldürüldü, 16'sı idam edildi, diğer IVF mensubları hapsedildi ve ekipmanlarına el konuldu.

    İşte böyle bir ortamda ve başarısız isyandan sonra Michael Collins ve Eamon de Valera önderliğinde bir grup Cumhuriyetçileri yeniden örgütleme işini planladılar. Ekim 1917 tarihinde (Bolşevik Devrimi ile aynı zamana rastlaması Cumhuriyetçiler için bir referans oldu) Irish Republican Army / İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nu kurdular. Ordu Sinn Fein'in askeri kanadı olarak kurulmuştu. Sinn Fein lideri De Valera'ydı. Ordunun komutanlığına da Michael Collins seçildi. 

    1918 yılında İrlanda'da ki seçimlerde Sinn Fein kesin bir başarı kazandı ve De Valera, İrlanda Meclis Başkanı seçildi.  Bu zaferden sonra İrlanda ve Britanya arasındaki gerilim hızla arttı. IRA, yerel hükümetten her türlü desteği gördü. Meclis, bağımsızlık hazırlıklarına girdi.



Eamon De Valera. İrlanda Bağımsızlık Mücadelesinin Önemli İsimlerinden Birisi. 1959-1973 Yılları Arasında 14 Yıl İrlanda Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı.


    

    Londra yönetimi ise, Dublin'de ki polis kuvvetleri ve milis güçleri ile olaya müdahil olmak istedi. Yer yer çatışmalar çıktı. 

    IRA savaşa hazırdı. Silah ve ekipmanların birçoğu silah depoları basılarak veya ABD'den Fransa'ya savaş yardımı adı altında çıkan fakat IRA'ya silah getiren Irish-American / İrlandalı-Amerikan kökenli silah kaçakçılarının yardımıyla sağlandı. 

    Fakat IRA'da Arthur Griffith gibi bazı önemli isimler silahlı mücadeleden değil, pasif direnişten yanaydılar. Griffith ve arkadaşlarına göre merkezi hükümete karşı yerel hükümetin atacağı adımlar hem meşru zeminde hemde kansız gerçekleşecekti. Çünkü daha önceki silahlı isyanların -Paskalya Ayaklanması- dahil hiçbiri başarılı olmamıştı ama Sinn Fein'in büyük çoğunluğu böyle düşünmüyordu. Onlara göre İrlanda'da yüzyıllardır işgal altındaydı ve artık ancak bir savaşla bağımsızlıklarını kazanmak zorundaydılar. 



Arthur Griffin. Şair, Politikacı ve İrlanda Bağımsızlık Mücadelesi Önderlerinden. 


    IRA'nın iddiası 70.000 kişilik silahlı güce sahip olduğuydu. Fakat bu rakam gerçek değil hatta abartılıydı. IRA'nın gerçekte 3.000 kadar militanı vardı. Londra ise gerçeği öğrenmekte zorlanıyordu. Kasım 1918'de savaş bitmiş, müttefik kuvvetler zafer kazanmıştı. İrlandalı askerlerin büyük çoğunluğu eve dönüyordu. Hangisinin IRA'ya katıldığı hangisinin eve gerçekten döndüğünü anlamak güçtü. İrlandalı askerler sert cephelerde görev almışlardı. Birçoğu tecrübeli askerlerdi. 

    Kraliyet casusları dönen askerlerin ciddi bir kesiminin IRA'ya katıldığını, Doğu Dublin'de bir eğitim kampının keşfedildiğini rapor etti. Londra-Dublin hattı kopma noktasına geldi. Kraliyet, Dublin yönetimine bir isyan daha olursa, öncekinden daha da sert bastıracağına dair bir ültimatomu Ocak 1919'da iletti.

    Bu ültimatom Londra'nın hayati bir hatasıydı. De Valera ve Sinn Fein bu ültimatomu bir propaganda aracına dönüştürerek adeta savaş için haklı bir bahane bulmuştu.

    21 Ocak 1919 Tarihinde İrlanda Meclisi, tüm İrlanda'da bağımsızlık ilan etti. Londra bunu isyan olarak gördü ve bölgedeki ordusuna isyanı bastırma emri verdi. Dublin seferberlik, Londra sıkıyönetim ilan etti.

    IRA için tarihi görev başlamıştı. Savaş hızlı başladı. Şubat 1919'da IRA, De Valera ve Sinn Fein'in önder kadrosunu Lincoln'deki bir pusudan son anda kurtardı. Hemen ardından gerilla harekatına başladı.

    1919 yılı tüm İrlanda'da tam bir gerilla savaşı yılıydı. IRA ülkenin 4 bölgesinde de vur-kaç taktikleriyle Britanya Ordusu'na ve Kraliyet İrlanda Polis Kuvveti'ne kayıplar verdirdi. Londra yönetimi daha önceki isyanlardan farklı olarak ilk kez şehir ve kır gerillası ile aynı anda karşıya geliyordu. Ayrıca Kraliyet İrlanda Polis Kuvveti'nden de IRA'ya ya kaçışlar oluyor yada IRA'ya karşı isteksizlik oluşuyordu. Derhal yeni bir plana geçilmediği takdirde IRA kesin bir zafer kazanacaktı.



İrlanda Bağımsızlık Savaşı Sırasında bir IRA Tugayı: 3. Tipperary Tugayı.


    

    1920 yılı Kraliyetin yeni savaş konsepti ile devam etti. Londra yönetimi Kuzey İrlanda'da ki, Birlik yanlısı sadık kuvvetleri silahlandırdı ve bölgeye daha fazla asker gönderdi. IRA, Leinster bölgesinde birçok yere hakimdi. Dublin'de ise bazı bölgeleri elinde bulunduruyordu. Kraliyet kuvvetleri 1920 yılının ilk çeyreğinde şehri IRA'dan arındırdı fakat IRA mensuplarının bir çoğu şehirden silahlarıyla beraber ayrılmıştı. Ayrıca Dublin halkı her an büyük bir isyana kalkışabilirdi. Britanya Ordusu 1920 Haziran'ın da şehirden çekildi ve Dublin'in doğusuna yerleşti. Şehirde ise yeniden yapılandırılmış Kraliyet Polis Kuvveti kalmıştı.

    Batı İrlanda ve Kuzey İrlanda'da durum IRA aleyhine gelişiyordu. Kuzeyde, birlik yanlıları ve ordu birçok bölgede hakimiyeti sağlamıştı sadece Kuzey-Batı da IRA eylemleri devam ediyordu. 1920 yılının son 6 ayı IRA'nın vur-kaç, Britanya Ordusu'nun ise misillemeleriyle geçti.



Birlik Yanlısı Politikacı, Lord Chancellor Lord Frederick Edwin Smith Birkenhead, Birlik Yanlısı Silahlı Milis Kuvvetleri Denetlerken. Birlik Yanlılarının Büyük Çoğunluğu İrlanda'da Yaşayan Britanyalılardan ve az da olsa Katolik veya Protestan İrlandalılardan oluşuyordu.


    1921 yılına gelindiğinde savaşta büyük bir değişim olmamıştı. Fakat IRA'da ve bağımsızlık hareketinde büyük bir bölünme yaşandı.

    Şubat 1921'de Michael Collins, Arthur Griffth, Richard Mulcahy ve Kevin O'Higgins gibi isimlerin liderliğini yaptığı grup IRA'nın artık düzenli bir orduya geçerek savaşması gerektiği fikrini ortaya attı. De Valera ve Frank Aiken liderliğinde ki diğer grup ise gerilla harekatına devam edilmesini savundu. Her iki grup arasındaki görüş ayrılığı hızla büyüdü. Collins yönetimi altındaki IRA'ya düzenli orduya geçiş emrini vermişti bile.

    Britanya Başbakanı Lloyd George ve hükümet bu bölünmeyi gördü ve bu ayrılığı kullanma politikasına yöneldi. 

    Savaş 1921 yılının Nisan ve Mayıs aylarında tamamen belirsiz bir noktadaydı. IRA vuruyor, Britanya Ordusu misilleme yapıyor, IRA'nın kontrol ettiği bölgeleri, Ordu ele geçiriyor ve oradan ayrıldıktan hemen sonra IRA yeni geliyordu. Ayrıca ordunun girdiği her şehirde halk tepkisiyle karşılaşıyordu. Bu karşılıklı 'sinir harbi' iki tarafında çoğunluğunu yıpratmıştı. Kraliyet daha 1920 yılında isyan görüşünden vazgeçip savaş konseptine geçmiş ama bu politika değişikliği bazı başarılar getirdiyse de kesin bir çözüm olmamıştı. 




Kraliyet Ordusu ve Kraliyet İrlanda Polis Kuvvetleri Gittikleri Hemen Her Bölgede Halk Tarafından Sert Tepkilerle Karşılaşıyordu.


    

    Londra yönetimi Haziran 1921 tarihinde, Collins ile ateşkes görüşmelerini kapalı kanallardan teklif etti. Collins ve IRA'nın lider kadrosunun çoğu ateşkese sıcak baktı. 

    Her iki taraf 11 Temmuz 1921 Tarihinde ateşkes ilan etti. De Valera ve IRA'nın savaş yanlısı kanadı ateşkesten memnun olmadı fakat kabul ettiler. Böylece IRA içindeki bölünme biraz daha derinleşmiş oldu.

    Ateşkesten sonra Collins, Griffth, Barton ve Duggan'dan oluşan bir delegasyon barış görüşmelerine başladı. Görüşmeler 11 Ekim 1921 - 6 Aralık 1921 tarihleri arasında 27 turda gerçekleşti. 

    Taraflar 6 Aralık 1921 tarihinde Anglo-Irish Treaty / Anglo-İrlanda Antlaşmasını imzaladılar. Bu antlaşmaya göre Irish Free State / İrlansa Serbest Devleti kuruluyor, bu devlet Britanya'nın dominyon statüsünde olmasına rağmen, Kanada modeli gibi şekilleniyor, İrlanda'ya içişlerinde tamamen bağımsızlık sağlıyor, dışişlerinde ise sadece Britanya Tacına bağlılık haricinde bağımsızlık sağlıyordu. IRA, kurulacak bir ordunun temelini oluşturacak, tüm mahkumlar ve esirler serbest bırakılacaktı. Fakat antlaşma Ulster'in orta ve doğu bölgesi olarak kabul edilen Kuzey İrlanda bölgesini içermiyordu. Bu bölge ayrı parlamentosu ile ayrı bir konumda Birleşik Krallık'a bağlı kalacaktı. Yine bu antlaşma ile Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı, Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı oluyordu.



Anglo-İrlandalı Antlaşmasına İmza Atan İrlandalı Liderler


    Antlaşma İrlanda'da adeta fırtına kopardı. De Valera'nın liderliğini yaptığı ve IRA'nın alt kademesindeki askerlerin büyük çoğunluğu antlaşmaya şiddetle karşı çıktı. Collins ve ekibini ihanet ile suçlayacak açıklamalarda bulundular ve derhal bu grubun tasfiyesini istediler. Fakat hem IRA'nın hem Sinn Fein'in üst düzey yönetimi antlaşmadan yana oldular. 

    Antlaşma karşıtları antlaşmanın ihanet olduğunu, Britanya'nın politik oyunlarına kurban gidildiğini, Ulster'in de dahil olduğu tam bağımsız bir Cumhuriyete ulaşana kadar savaşa devam edilmesi gerektiğini savunuyordu. 

    Antlaşma yanlıları ise De Valera ve ekibini hayalperest olmakla suçluyorlardı. Collins'e göre savaş sürdürülemez noktaya gelmişti. De Valera ve ekibinin muhalefeti sebebiyle IRA düzenli orduya geçmemiş ve gerilla savaşı da lojistik, ikmal ve ekipman açısından tükenme noktasına gelmişti. Savaş 1 yıl daha devam ettirilebilir ama daha sonra genel bir halk ayaklanması olmadığı zaman da herşey başa dönebilirdi. Bu antlaşma ile İrlanda bağımsızlığına kavuşmuş ve 'Yüzyıllardır mücadele ettiği Londra yönetimine' karşı zafer kazanmıştı. Cumhuriyetin ilan edilmesi ise bir zaman meselesiydi.

    Aslında Collins ve ekibi haklıydı. Gerilla Savaşı büyük bir zafere ulaşmaktan uzaktı. IRA büyük sıkıntılarla karşı karşıyaydı. Birçok birlikte mühimmat ve ekipman sıkıntısı çekiliyordu. Bir sonuç alınmadığı sürece IRA gitgide marjinal bir hareket olacaktı.

   Kraliyet Hükümeti de bunu biliyordu fakat IRA'yı yendikten sonra oluşabilecek bir genel isyandan endişeleniyordu. Ayrıca Britanya içerisinde yaşayan İrlandalılar da savaş ilerledikçe Londra'ya karşı daha hırçın olmaya başlamışlardı. ABD'li İrlandalılar'dan da aynı haberler geliyordu. Büyük Savaş'ta Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı ve Bulgaristan gibi güçlü İmparatorluklara karşı kazanılan Büyük Zafer, İrlanda'da felakete dönebilirdi. Kraliyet istihbaratı 1921 yılının Şubat ayında Londra ve Britanya'nın İngiltere bölgesinde yaşayan İrlandalılar arasında yaşanabilecek bir isyan ve genel grev dalgası konusunda Başbakanı uyarmıştı. Durum daha da karmaşık hale gelmeden yapılacak bir antlaşma birçok şeyin çözümü olacaktı.

    Tarihe baktığımızda hem Collins'in İrlanda adına hemde Lloyd George'un Birleşik Krallık adına en doğru kararı verdiği ittifakla ortada. Fakat o dönemin şahin cumhuriyetçileri için bu antlaşma kabul edilemezdi.



Anglo-İrlanda Antlaşmasına İmza Atan Britanyalı Liderler, soldan sağa: Başbakan Lloyd George, Lord Birkenhead ve Sir Winston Churchill.


    Böylece IRA tarihinde ki ilk bölünmeyi yaşadı. Bu bölünme beraberinde İrlanda İç Savaşı'nı getirecekti. 

    Collins Ocak 1922'de Geçici Hükümetin Başkanı oldu ve IRA'nın ismini National Army / Ulusal Ordu olarak değiştirerek düzenli orduya geçiş sürecini başlattı. Böylece ilk IRA dönemi sona ermiş oldu.

    De Valera ve ekibi ise bunu kabul etmedi ve IRA'yı Mart 1922 tarihinde yeniden aktif edip harekata geçirecek planlarına başladılar.

    (Bkz: İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (1922-1969))


    *Not: Irish kelimesinin tam bir Türkçe karşılığı yoktur. Örneğin; English-İngiliz / England-İngiltere, Scottish-İskoç / Scotland-İskoçya, Welsh-Galli / Wales-Galler olarak Türkçe'ye çevrilebilirken Irish kelimesi ve British kelimesinin tam bir karşılığı yoktur. Türkçe de bu kelimelerin karşılığı olarak bu ülkelere veya bölgelere ek kullanılmaktadır. Örneğin; Ireland-İrlanda / Irish-İrlandalı, Britain-Britanya / British-Britanyalı. 

 Çeviri, Derleyen ve YazarLord Murrays

 Kaynakça:

 http://www.bureauofmilitaryhistory.ie/index.html
 http://www.theirishstory.com/category/the-irish-civil-war/#.UTNhX6IqzTo/
 http://www.theeasterrising.eu/220CivilWar/CivilWar.htm
 http://www.historynet.com/michael-collins-a-man-against-an-empire.htm
 http://www.oireachtas.ie/
 http://irishvolunteers.org/category/irish-volunteers-history-1913-1922/
 https://openlibrary.org/search?isbn=0006531555
 http://www.warofindependence.info/  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder