13 Ekim 2016 Perşembe

Birleşik Krallık'ta İşçi Partisi






    The Labour Party / İşçi Partisi. Halk arasında 'Labs' olarakta anılır. 





    

    İşçi Partisi, Birleşik Krallık siyasetinde major merkez-solda yer alan siyasi partidir. Britanya siyasetindeki iki büyük partiden biridir (Diğeri için Bkz: Muhafazakar ve Birlikçi Parti). 27 Şubat 1900 Tarihinde kurulmuştur. Bugün üye sayısı 645.000 kadardır. Londra'da ki teşkilat binası merkez görülse veya zannedilse de partinin resmi merkezi Newcastle şehrindedir. 

    İşçi Partisi'nin siyasi çizgisi;

    - Merkez Sol, Sosyal Demokrat.
    - Monarşi ve Birlik yanlısı
    - Yerel Yönetimlerin güçlendirilmesi yanlısı
    - Muhafazakar değerlere saygı gösterilmekle beraber değişim ve ilerleme yanlısı.
    - Ekonomi de kamu kontrolünün ve kamu ekonomisinin etkin olmasından bununla birlikte özel mülkiyetin korunması, orta sınıf ve küçük işletmeleri desteklemeden yana, Sendika-İşveren politikasında sendika ve işçi sınıfından yana, gelire göre vergi ve sosyal adaletten yana.
    - Sert kanunlardan yana politika fakat idam cezasına karşı.
    - Dış Politika da Neorealizm'in aksine uyum ve işbirliği temelinde politika. ABD, AB, NATO ve Commonwealth yanlısı politikalar. İşçi Partisi, 2016 AB Referandumunda AB'de kalmaktan yana politika sergiledi. Fakat yapılan araştırmalara göre partiye oy verenlerin %20-25'lik kitlesi, parti üyelerinin ise %10-12'lik kitlesi ayrılık yanlısı oy kullandı.
    - İşçi Partisi, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'da birlik yanlısı politika izlemektedir. Fakat bu bölgelere geniş özerkliğin verilmesinden yanadır.
    - Legal göçmenlikten yana, illegal göçmenliğe ise karşıt bir duruş sergilememekle beraber illegal göçmenlere karşı partinin deklare ettiği net bir politikası yoktur.
    - Her türlü uyuşturucu türüne karşı sert tutum.
    - İşsizlik maaşının daha uzun süreyle ve daha fazla verilmesi partinin resmi politikasıdır.
    - Herkese ücretsiz eğitim ve sağlık hizmeti yanlısı. Özel sağlık ve eğitim kurumlarına karşı kamu eğitim ve sağlık kuruluşlarının desteklenmesi. 


    İşçi Partisi Tarihi;

    İşçi Temsil Komitesi adıyla, İşçi Sendikalarının, Çiftçi Birliklerinin, Sosyalistlerin ve Whig Partisinin sol kanadının oluşturduğu bir kadroyla, Whig ve Tory Partisinin halktan koptuğunu öne sürerek, Britanya'da, Sosyalist bir düzen kurmak amacıyla 27 Şubat 1900'de kuruldu. Kurucu önderi ve ilk lideri Keir Hardie'dir. 
   
    Komitenin kurucu lideri Keir Hardie, halk arasında ve özellikle işçiler ve çiftçiler arasında desteği yüksek olan sendikal kökenli bir isimdi. Komitede Ramsay Macdonald ve Richard Bell gibi yine güçlü isimler vardı. 




 James Keir Hardie


    Kuruluşunun birinci yılı tamamlanırken komite hızla büyüdü ve diğer birçok sendikayı da bünyesinde topladı. 1901 yılında büyük bir grev başlattılar ve başarılı oldular. Dönemin Başbakanı Arthur Balfour, komitenin tüm taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Böylece yıldızları daha da parladı.

    İzleyen 5 yılda hızla büyüyen yapısı ve siyasi başarılarının ardından komite 1906 Genel Seçimlerinde 29 sandalye kazandı. Bu başarıdan sonra komite Şubat 1906 tarihinde Labour Party / İşçi Partisi adını aldı. Hardie ilk başkan seçildi. Fakat 1908 yılında sağlık sorunları sebebiyle liderliği bıraktı. Yerine Arthur Anderson aldı. Keir Hardie 1915 yılında hayatını kaybetti. 

    1910 seçimlerine kadar Parti sendikaların ve işçi sınıfının temsilcisi konumunu güçlendirdi. Parlamento da hükümeti zorladı ve bazı grevlere destek verdi. 

    1910 seçimlerinde parti 42 sandalye ile hem parlamenter sayısını arttırdı. I. Dünya Savaşı başladığında partinin lideri olmuş olan Ramsay Macdonald savaş karşıtı bir duruş sergiledi fakat parti yönetimi ve çoğunluğu da savaşa karşı olmasına rağmen Almanya ile bir savaşın kaçınılmaz olduğuna dair bildirisinden sonra istifa etti. Yerine yeniden Henderson geçti. Kurulan Savaş Kabinesinde görev almayı kabul etti. Böylece İşçi Partisi ilk kez kabinede temsil edildi. 

    Fakat Henderson 1917 yılında hem Savaş Kabinesinde ki görevinden hemde parti liderliğinden istifa etti. Bir kere daha Macdonald görevi aldı. 

    1922 seçimlerinde parti, 142 sandalye kazanarak anamuhalefet konumuna yükseldi. 

    Muhafazakar Parti hükümetinin aynı yıl güvensizlik oyu almasından sonra 1923 yılında bir kere daha erken genel seçim yaşandı. İşçi Partisi 191 sandalye kazandı. Muhafazakar-Liberal Parti koalisyonu kuruldu.

    Fakat koalisyon 1924 yılında çöktü ve 22 Ocak 1924 Tarihinde İşçi Partisi-Liberal Parti koalisyonu kuruldu. Parti böylece ilk kez iktidar olmuştu. Ramsay Macdonald başbakan oldu. 




Ramsay Macdonald


    Hükümetin ilk 6 ayı görece başarılı geçtiyse de, İşçi Partisi'nin daha çok sendika ve işçi reform yanlısı tutumuna koalisyon ortağı Liberal Parti karşı çıktı. Koalisyonun Kasım ayında çökmesiyle ülke bir kere daha erken genel seçime gitti.

    1924 Seçimlerinde İşçi Partisi 40 sandalye kaybetti ve Muhafazakar Parti çoğunluk zaferi kazandı. İşçi Partisi anamuhalefet konumuna geri döndü.

    Parti 1926 yılında ki genel greve destek verdi ve öncülük etti. Ülke de ciddi bir refah sorunu vardı. İşsizlik ve enflasyon artıyordu. 1929 Büyük Buhran sırasında hükümetin etkinsizliği İşçi Partisi'nin yıldızını parlattı.

    1929 yılında ki seçimlerinde İşçi Partisi 287 sandalye ile 1. oldu fakat çoğunluğu sağlamak için Liberal Parti ile koalisyon kurdu. Liberal Parti bu dönemde biraz daha sola kaymıştı ve İşçi Partisi ile güçlü bir koalisyon hedefliyordu.

    Parti büyük bir krizle karşı karşıyaydı. Büyük Buhran tüm dünyayı olduğu gibi Britanya İmparatorluğu'nu da derinden etkiliyordu. Partinin sosyalist uygulamaları büyük tepki çekmekle beraber birçoğu etkisiz politikalardı ayrıca ülkede oluşan 'Ulusal Hükümet' fikri herkes tarafından kabul ediliyordu. MacDonald bu baskıya karşı koyamadı ve kabinesine Muhafazakarları da dahil etti. 



Büyük Buhran sırasında Londra'da, 7 kişilik bir iş ilanı için başvuruya gelen adaylar. Londra-1930


    

    1930 Kömür Madeni Yasası dışında İşçi Partisi vaatlerinin birçoğunu gerçekleştirememiş, kabinede çoğunluğa sahip olmasına ve başbakan koltuğuna sahip olmasına rağmen, Muhafazakarların ve Liberallerin gölgesinde kalmıştı. Hızla desteklerini kaybettiler. 

    Yine aynı yıl partinin özellikle Katolik ve diğer dini okullara daha çok devlet denetimi getiren yasa tasarısı ülkede yaşayan 3 milyona yakın İrlandalı Katolik'in sert tepkisi ile karşılaştı (İrlanda Serbest Devleti bu rakama dahil değildir). 

    Bu bunalımlarla beraber parti içinde de bir bölünme meydana geldi. Macdonald'ın liderliğini yaptığı grup partinin daha uyumlu olması gerektiğini savunuyordu. Daha merkez de, diğer partilerle daha çok işbirliği yapma politikası amaçlanıyordu.

    Bu politika partinin çekirdek, merkez ve sol kanadından çok sert tepki ile karşılaştı. Henderson'ın liderliğini yaptığı bu grup, Macdonald'ın amacından saptığını, 'sistem adamı' olduğunu iddia etti. 

    Macdonald geri adım atmadı ve Muhafazakarlar ile daha da yakınlaştı. Bu tutum karşısında Henderson ve parti çoğunluğu, Macdonald ve destekçilerinin partiden ihracını istediler. Böylece Henderson ve çoğunluktakiler iktidarı 'yeniden' alabileceklerdi.

    Fakat Macdonald daha önce davrandı kendisi ile beraber 21 parlamenter partiden ayrılarak National Labour Organisation / Ulusal İşçi Organizasyonu adını verdikleri hareketi kurdular. 

    İşçi Partisi bir anda anamuhalefete düştü. Fakat bu bölünme hükümeti de düşürdü ve ülke 1931 yılında erken genel seçime gitti.

    1931 Genel Seçimleri İşçi Partisi için büyük bir yenilgi oldu. Parti sadece 52 sandalye kazandı ve çoğunluğu Muhafazakar Partisi kazandı. Henderson 1932 yılına kadar liderliği yürüttü. 

    1932 yılında parti liderliğini George Lansbury aldı. Partiyi gücüne kavuşturmak için örgütlenmeyi yeniledi, parti finansını geliştirdi, üye sayısını arttırdı. 

    Fakat George Lansbury 1935 yılında ki erken genel seçimlerde liderlik yapmayacağını açıkladı. Bunun sebebi Lansbury'nin ileri yaşıydı. Parti liderliğini 8 Ekim 1935 Tarihinde İşçi Partisi'nin efsane bir ismine bırakacaktı.

    Clement Attlee orta sınıf bir aileden geliyordu. Büyük Savaş gazisiydi ve kendisi avukattı. Tutkulu bir Sosyal-Demokrat ve yurtseverdi. İşçi Partisinin eski bir üyesiydi. Belediye Meclis üyeliği, milletvekilliği, gölge kabinede bakanlık yapmıştı. Son olarak Lansbury'nin liderliğinde İşçi Partisi'nin, başkan yardımcılığını yapmıştı. Parti Kongresinde oybirliği ile başkan seçildi.

    Clement Attlee, partinin ilk yıllarındaki radikal sosyalist kimliğine yakın olmamakla beraber, Macdonald'ın önerilerine de karşı çıkmıştı. Hedefindeki İşçi Partisi, Britanya'nın merkez-solu ve sosyal-demokrat temsilcisi olacaktı. Ciddi reform planları vardı.




Clement Attlee. Bıyıkları, eksik etmediği piposu ve Fransızcayı Belçika aksanı ile konuşma yeteneği sebebiyle, muhalefet ve halk arasında, Agatha Christe romanlarının dedektif kahramanı 'Hercule Poirot'a benzetilirdi.



    Fakat Attlee, Kasım'da olan seçime lider olarak kendini çok tanıtamadı. Parti 1935 seçimlerinde 154 sandalye kazandı ve anamuhalefet konumunu devam ettirdi. 

    İşçi Partisi, 1935-1940 yılları arasında anamuhalefet iç politikasının esas noktası gelir dağılımındaki adaletsizlik ve sınıf farklılıklarının açılmasıydı. Dış politika da ise Neville Chamberlain'ın, Nazi Almanyası'nı yatıştırma politikasına sert muhalefet ediyordu. Ayrıca parti, İspanya İç Savaşı sırasında hükümetin, İspanyol Cumhuriyetçi hükümetine olan ambargosuna karşı sert politika yürüttü ve partinin çoğunluğu gönüllü milislerin İrlanda üzerinden İspanya'ya ulaşmasına yardımcı oldu.

    1939 yılında Almanya'nın, Çekoslovakya'yı tamamen parçalamasının ardından değişen hükümet politikasına ve Almanya'nın Polonya'ya saldırmasından sonra savaş ilanına destek verdi. 

    1940 yılında Chamberlain'ın istifasından sonra kurulan Churchill Savaş Kabinesinde, İşçi Partisi de görev aldı. Savaş politikasına ve Nazi Almanyası'nın tamamen yenilmesi hedefine destek verdi.

    1945 yılının Mayıs ayında müttefikler Avrupa Cephesinde kesin bir zafer kazanmıştı. Asya Cephesinde ise Japon İmparatorluğu 3 ay sonra teslim olacaktı. Winston Churchill, savaşın sembol isimlerinden birisi olmuş ve ülkeyi zafere götüren figür olarak ülkenin neredeyse tamamı tarafından kabul edilmişti.

    Fakat Birleşik Krallık halkı savaş ve savaş ekonomisinin getirdiği zorluklardan sonra barış döneminde İşçi Partisi'ni destekledi.



1945 Seçimlerine ait İşçi Partisi Seçim Afişi


   

   1945 Temmuz seçimlerinde, İşçi Partisi %48 oy ve 393 sandalye ile büyük bir zafer kazandı (Tarihe bu olay Churchill effect olarak geçmiştir).

    Clement Attlee'nin hükümeti, 20. yüzyılın en radikal Birleşik Krallık hükümetidir. 1945-1951 yılları arasında yüzlerce reform yapıldı, kurumlar kuruldu ve savaş sonrası Britanya yeniden yapılandırıldı.

    1945 yılı Ağustos ayında savaş ekonomisi programı durduruldu. Ordu terhis edildi, işgal bölgelerinde sivil idareler kuruldu, ülkede ki enkazın kaldırılması için 'Ulusal Yeniden İnşa Komitesi' kuruldu. Komiteye verilen emir, 1939 yılının planlarına göre tüm ülkenin yeniden şekillendirilmesiydi.

    1946 yılında Bank of England / İngiltere Bankası yeniden yapılandırıldı. Telekomünikasyon şirketleri kuruldu, orta ve küçük  işletmeler için krediler açıldı. 

    Yine aynı yıl National Health Service / Ulusal Sağlık Sistemi ismiyle, ücretsiz sigorta sistemi kuruldu. NHS, o günden başlayarak günümüzde de kendini yenileyen yapısıyla, halka ulaşma imkanlarıyla ve işleyen sistemiyle, her zaman dünya da sigorta sistemine örnek oluşturan bir kurum oldu. 



NHS - 1948


    1947 yılında Elektrik ve kömür endüstrisine yönelik geniş kapsamlı kalkınma programı başlatıldı. Bu program, Clement Attlee hükümeti yıllarında çok başarılı olamadı ama 1950'li yılların sonundan itibaren program gelişti ve büyük işlere imza attı.

    1948 yılında, ulaşım sektöründe British Railways, British Waterways ve British Road Services kurumlarıyla tren, deniz ve kara ulaşımında büyük yenilikler yapıldı. Ulaşım bu kurumlarla tek bir çatı altında toplandı, bir kısmı ücretsizleştirilirken büyük kısmınında ücretler %70-80 aralığında düşürüldü. Böylece toplu taşıma ve ulaşım sektörü önem kazandı.

    1949 yılında gaz sektörü de ulaşım sektörü gibi tek bir çatı altında birleştirildi ve kamulaştırıldı.

    1951 yılında demir ve çelik sanayi de tek çatı altında birleştirilerek kamulaştırıldı. 

    Bunların dışında 6 yıllık Attlee hükümeti ülke enkazını kaldırdı, ekonomiye yeniden yön verdi, 649 yeni okul, 851 hastane ve klinik, 150.000'e yakın yeni ev ve yüzlerce kilise, cami ve sinagog kuruldu. Ayrıca kadın ve çocuk hakları ile kadınların iş hayatındaki konumu güçlendirildi, çocukların hakları yasası birleştirilerek özel yasa ile koruma altına alındı. Sendika Yasası ile işçilerin grev, sendikaya üye olma, sözleşme ve diğer sendikal hakları güvence altına alındı.

    Polis ve güvenlik güçleri hakkında çıkarılan 3 yasa ve verilen destek ile Birleşik Krallık tarihinin en düşük suç dönemini yaşadı.

    Clement Attlee hükümeti bu kadar kısa sürede iç politika da Birleşik Krallık'ı savaş sonrası çok sağlıklı bir konuma getirirken dış politika da aynı başarıyı sergileyemedi. 

    Hindistan 1947 yılında bağımsız bir krallık, 1950 yılında ise bağımsız bir Cumhuriyet oldu. Yine aynı yıl Fransız-Hindiçini savaşlarında Fransa desteklense de, Fransa buradaki sömürgelerini kaybetti. 1949 yılında Federal Almanya'nın kurulmasına destek verildi fakat SSCB ile ortak bir çözüm bulunamadı. 

    İşçi Partisi'nin iç politika da büyük başarısına rağmen 1948 yılından sonra arasının büyük sanayici ve yatırımcılarla arasının açılmasıydı. Yatırımcılara ve kendi işlerine sahip olanlara getirilen yüksek vergiler, üretim ve işsizlik konusunda tehdit oluşturmaya başladı. Muhafazakar Parti 1950 seçimlerinde bunu ve dış politikada ki başarısızlıkları, İşçi Partisinin zayıf noktası olarak vurguladı.

    1950 seçimlerinde İşçi Partisi %46 oy ve 315 sandalye ile kılpayı bir zafer kazandı fakat aynı bu hükümet yine kılpayı farklı güvensizlik oyu aldı ve düştü. Clement Attlee'ın anılarında da erken bir genel seçimin o dönem için planlandığı belirtilmiştir. Bunun sebebi Attlee'ın refomları için daha güçlü bir parlamento desteği aramasıdır.

    1951 yılındaki seçimlerde Attlee'in hesabı tutmadı. İşçi Partisi %48 oy oranı ile 295 sandalye çıkardı. Fakat Winston Churchill'in Liberal Parti ile kurduğu koalisyon sonucu İşçi Partisi iktidarı kaybetti.

    İşçi Partisi 1955 seçimlerinde de %46.4 ve 274 parlamenter ile 2. oldu ve anamuhalefette kaldı. 

    Aynı yılın Kasım ayında Clement Attlee, parti liderliğini bıraktı ve emekliye ayrıldı. 1956 yılında, Majesteleri tarafından The Earl Attlee / Attlee Earl'ü olarak asaletle onurlandırıldı. Lord Attlee Ekim 1967 yılında hayatını kaybetti.

    İşçi Partisi 1959 yılındaki seçimlere Hugh Gaitskell liderliğinde girdi fakat 2. parti oldu.

    1964 yılındaki seçimlerde ise Harold Wilson liderliğinde, 1.parti oldu. 1970 yılına kadar iktidarda kaldı (1964-1966 koalisyon döneminden sonra 1966 yılındaki genel seçimlerde çoğunluk kazanıldı).



Harold Wilson

    

    Bu 6 yıllık dönemde de idam cezası ve kürtaj yasağı kaldırıldı. LGBT hakları yasa ile tanındı. Eğitim ve işçi haklarında reformlar yapıldı. Muhafazakar Parti tarafından özelleştirilen birçok kurum yeniden kamulaştırıldı ve kamulaştırma yasası çıkarılarak güvence altına alındı. Dış politika da klasik Soğuk Savaş politikası izlendi ve De-Kolonizasyon süreci azalarak devam etti.

    1970 Genel Seçimleri kaybedildikten sonra 1974 yılında parti yeniden iktidar oldu. 

    Harold Wilson 1976 yılında kolon kanseri teşhisi konuldu. Ayrıca Alzheimer hastalığının ilk aşamaları başlamıştı. Aynı yıl Kraliçe'ye istifasını sundu. Wilson da, Attlee gibi asaletle onurlandırıldı. Lord Wilson emekliliğe ayrıldıktan sonra politika ile 'akıl hocası' olarak ilgilendi. Mayıs 1995 tarihinde hayatını kaybetti.

    1976 yılında James Callaghan liderliğindeki azınlık hükümeti 1979 yılında düştü ve erken genel seçimlere gidildi.

    Birleşik Krallık ekonomisi özellikle 1973-1979 yılları arasında hızla bozulmuş, üretim düşmüş, bütçe açığı Kraliyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaşmıştı. İşsizlik oranları da %18-20 seviyelerindeydi. Borç oranı yüksekti ve maliye işlemez konuma gelmişti. Halk ise bu durumdan İşçi Partisi'ni sorumlu tutuyordu. Ayrıca Harold Wilson ve diğer İşçi Partililer ile ilgili çıkan 'Sovyet Ajanı' iddiaları da partiyi yıpratmıştı. Bu iddiaların tamamı dedikoduydu ama Margaret Theatcher liderliğindeki Toryler, 1979 seçimlerinde bu konuları büyük propagan malzemesi yaptı.

    1979 yılı İşçi Partisi için 'Sol, Sosyal Demokrat veya Sosyalist öğeleri içinde barındıran' parti konumunu kaybettiği yıldı.

    Seçimlerde parti büyük bir mağlubiyete uğradı ve 1983, 1987 ve 1992 seçimlerini kaybetti. Anamuhalefet olarak çok etkisi kaldı. Özellikle Lady Theatcher yılları İşçi Partisi için tam bir bunalım ve yenilgi yılları oldu. Aslında 18 yıllık Tory hükümeti, tozpembe geçmedi ama İşçi Partisi güçlü bir muhalefet yürütemediği gibi alternatif veya eski günlerinde ki gibi başlı başına bir seçenek olamadı.

    Bunun temel sebebi, parti içi çekişmeler, karizmatik liderlerin olmayışı ve partinin soğuk savaşın sonu ve sonrası içinde düştüğü politik bunalımdı. Ayrıca Falkland ve Irak Savaşları'nda parti, savaşı destekleyen ve desteklemeyen kesim olarak ikiye bölündü. 

    İşçi Partisi sol bir parti olarak büyük bunalım yaşıyordu. Yükselen Neo-Liberalizm ve soğuk savaştan sonraki sağ dalga partinin siyasi duruşunu yokediyordu. İşçi Partisi 1992 seçimlerinden sonra hızla sağa savruldu.

    1994 yılında partinin liderliğine Tony Blair seçildi. Blair'in politikası gerek Britanya'da gerek diğer ülkelerde birçok sol partiye örnek oldu. Bu politikanın adı, ''Üçüncü Yol''du. Bu politika, en dar anlamı ile sosyal demokrasiyi, neo-liberalizm ile harmanlıyor, hem patronların hem çalışanların refahını amaçlayan ortak bir hedef benimsiyordu. Üçüncü Yol, halk arasında kabul gördü fakat parti açık bir şekilde 'Sol, Sosyal-Demokrat veya Sosyalist' politikasından sağa doğru savrulmuştu. 




Tony Blair - 1997


    
    2003 yılında Margaret Theatcher ile yapılan bir röportaj da eski başbakana 'En büyük başarınız nedir?' sorusuna 'Tabii ki İşçi Partisi ve Tony Blair' cevabı vermesi partinin 1994 yılında nasıl bir değişim sergilediğini özetlemektedir. 

    Yine de bu yeni politika halkı etkiledi. Blair birçok konuda reform vaad etti ve IRA terörünü tamamen bitireceğini söyledi.

    1997 yılındaki seçimlerde İşçi Partisi oyların %43.2 ve 418 sandalye ile büyük bir zafer kazandı. 

    İşçi Partisi, 2001 ve 2005 seçimlerinde de çoğunluğu sağlayarak zafer kazandı. Tony Blair ise 10.yılı dolduğunda iktidarı bırakacağını söyledi ve 2007 yılında Başbakanlığı Goldon Brown'a devretti.

    1997-2007 yılları arasında Blair hükümeti birçok işe imza attı. 

    1998 yılında Good Friday Agreement / Hayırlı Cuma Antlaşması ile Sinn Fein ile anlaşılarak IRA teröründe sona gelindi. Silahlar sustu ve barış sağlandı. 

    1998-2006 yılları arasında 20'den fazla sosyal politikalar ile ilgili yasalar çıkarıldı, sendika hakları, LGBT, asgari ücret yasası ve sağlık yasaları çıkarıldı. 

    2002 yılında Britanya Denizaşırı Toprakları Kanunu çıkarılarak, Birleşik Krallık'ın, deniz ötesi toprakları net olarak tanımlandı. 

    1998 ve 2001 yıllarında İskoçya, 1999 ve 2006 yıllarında Galler ile ilgili reform yasaları çıkarıldı, bu bölgelerde yerel hükümetler kuruldu.

    Blair döneminin en önemli olayları ise dış politika da yaşandı. 

    1998 yılında Kosova Savaşı'nda, NATO bombardımanına destek verildi.

    11 Eylül 2001 terör saldırısında sonra, 'Teröre Karşı Savaş'ta ABD ile sıkı müttefikliğe devam edildi. Birleşik Krallık, Afganistan Savaşı'nda Taliban'ın devrilmesi amacıyla cephe de görev aldı. 

    2003 yılında, ABD'nin öncülüğünde Irak Savaşı'na da tam destek verildi ve Saddam Hüseyin'in elinde bulundurduğu iddia edilen kitle imha silahlarının yokedilmesi amacıyla ülkenin işgalinde önemli rol oynandı.

    Gerek o dönemde gerekte günümüzde, Blair Hükümeti'nin 2001 Afganistan Savaşı İşçi Partisi ve diğer kesimlerde büyük destek gördü fakat Irak Savaşı konusunda hem parti de hem ülke de ciddi bir muhalefetle karşılaştı. Bu konuyla ilgili Blair'e 2016 yılında soruşturma açıldı. 

    Temmuz 2005 tarihinde terör örgütü El Kaide Londra'yı vurdu. Blair, terör ile savaşa devam edileceğini vurguladı.

    Ayrıca Blair'in 10 yıllık Başbakanlık döneminde 2006 yılında Eğitim Yasası çıkarıldı, 2005 yılında 2012 Olimpiyatları için Londra seçildi.

    Tony Blair 2007 yılında görevi Gordon Brown'a devretti ve emekliye ayrıldı.



Gordon Brown


    

    2007-2010 Brown döneminde ki en önemli gündem 2008 ekonomik kriziydi. Kriz, Birleşik Krallık'ı da derinden etkiledi. 

    2010 Genel Seçimlerinde İşçi Partisi, %35.2 oy oranı ile 1.parti olmasına rağmen, 258 parlamenter kazandı ve iktidarı 308 parlamenter kazanan ve Liberal-Demokrat Parti ile koalisyon kuran Tory-LibDems koalisyonuna devretti.

    2015 seçimlerine Ed Milliband liderliğinde giren İşçi Partisi, %30.4 oy oranı ve 232 parlamenter ile 2.parti oldu ve anamuhalefette kaldı.

    İşçi Partisi liderliğini aynı gerçekleşen kongre ile Jeremy Corbyn devraldı. Corbyn, partiyi Blair çizgisinden çıkararak yeniden Sol çizgiye oturtmayı vaad etti.

    2016 yılında ki Brexit referandumunda parti, AB yanlısı tavır koydu fakat %51.8 oy oranı ile ayrılık yanlıları zafer kazandı. 



 Çeviri ve Hazırlayan: Lord Murrays

 Kaynakça:
 http://www.labour.org.uk/
 http://labourhistory.org.uk/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder