24 Ekim 2016 Pazartesi

Sanayi Devrimi ve Britanya





    19. Yüzyılın başlarına kadar dünya ekonomisi, tarıma, küçük zanaatkarlara ve ticarete dayanmaktaydı. Bu da ekonomik hayatı tarıma ve çiftçilere bağlıyordu. 1700'li yılların ikinci yarısından itibaren yeni buluşlar ile birlikte ekonomik hayat değişmeye başladı. 1700'li yılların son çeyreğinde ise buhar gücünün, kol gücünün yerini alması ile üretim kapasiteleri devasa boyutlara ulaştı. Fabrikalar ve atölyeler ekonomik, siyasi ve sosyal olgularda devrimler oluşturdu. Sanayi toplumu ve sermaye dünyayı şekillendirdi. 

    İşte bu devrimin merkezi ve dünyaya yayıldığı yer ise Britanya İmparatorluğu oldu. 

    





    Sanayi Devrimi, Britanya'da başladı ve daha binlerce küçüklü/büyüklü icat ilk bu ülke de denendi. Kraliyet Bilim Akademisi, Viyana Üniversitesi ve Yale Üniversitesi'nin 2013'te tamamlayıp yayınladığı ortak araştırmanın sonucuna göre; 1785-1914 yılları arasındaki icatların %81'i Birleşik Krallık'ta ortaya çıktı. 

    Bu devrimin Britanya'da doğup gelişmesinin sebeplerini sıralamak gerekirse;

    - Britanya, demokrasi tarihini diğer Avrupa ülkelerinden çok farklı ve çok uzun bir süreçte yaşamıştı. 1215 Magna Carta'dan, 1689 Muhteşem Devrim'e kadar, yüzlerce iç çatışma, parlamento-monark mücadelesi, İngiltere, İskoçya ve İrlanda'nın sancılı birleşme süreci ve büyük bir iç savaş yaşanmıştı. Bu sürede burjuva genel olarak parlamentonun yanında yer aldı.

    - Yüzyıl Savaşlarından sonra ki süreçte topraklarını kaybeden kraliyet yüzünü denizlere döndü. Kraliçe Elizabeth-I'in saltanatı sırasında İspanyol İmparatorluğu'nun 'Yenilmez Armada'sını yenerek, İspanyolların denizlerde ki üstünlüğünü kıran kraliyet, güçlü, sistemli ve organize bir donanma ile özellikle Amerika ve Hindistan'da koloniler kurmuş ve deniz ticaretinde dünya lideri konumuna yükselmişti. 1700'li yılların başında Britanya'da, biriken sermaye bankacılık sisteminin dahi oluşmasına yol açmıştı.



Britanya, deniz gücüne büyük önem vermiş ve sivil/askeri denizcilik sektörüne yatırımlar yapmıştı.


    - Britanya, 1750'li yıllardan sonra zanaatkarlara dayalı küçük sanayi üretimi, artan nüfus ve kolonilerin büyümesi ile talebi karşılayamaz olmuştu. Kraliyet buhar gücünün icadı ve gelişmesini teşvik etmiş hatta ortak dahi olmuştu.

    - Britanya, Sanayi Devrimi sırasında büyük hammadde ve pazar olanaklarına ve sanayi için gerekli kömür ve demir kaynaklarına sahipti.

    İmparatorlukta, plantasyonlara dayalı çay, kahve, pamuk, yün, hayvansal ürünler çok gelişmişti. Kolonizasyon dönemine ve bu dönemden 200 yıl sonra ki dönemde de bu ekonomik sektör ülkenin temel kaynağı idi ve büyük gelirler getiriyordu. 

    18. Yüzyılın başlarından itibaren büyük sömürgeler, Hindistan'dan ve Güney Afrika'dan gelen sermaye ile ticaretin yükselmesi sebebiyle yeteri kadar üretim yapılamıyordu. Hammadde ve pazar imkanlarına rağmen üretim oranları oldukça düşüktü.



Güney Amerika'da klasik bir plantasyon


    

    Kraliyet hükümeti 1700'li yılları üretimi yükseltmek amacıyla arayışa girdi. Zanaatkarlar ve bilim insanları Hazine Bakanlığı tarafından finanse edildi. Fakat yüzyılın ilk çeyreğinde üretimin yükseltilmesine bir çözüm bulunamadı.

    Çabalar ve arayışlar ilk meyvesini 1733 yılında gerçekleşti. Dokuma sektöründe ki küçük bir zanaatkar olan John Kay, 'Uçan Mekik' adlı bir mekik icat etti. 

    Bu makine kordonla hareket ediyor ve küçük bir yuvanın içine giriyordu. Çok hızlı (ismine bu sebepten uçan mekik denmişti) ve çok kolay bir biçimde iplikleri dokuyordu ve 5-7 kol gücünün yapabildiğini yapabiliyordu. Makinenin kullanımı tüm ülkede hızla yaygınlaştı.



 Prototip bir 'Uçan Mekik'


    
    Lakin makine küçük zanaatkarların ve kol işçilerinin tepkisini çekti. John Kay tehditler sebebiyle önce başka bir şehre taşındı. Sonra da Fransa'ya gitti. 

    'Uçan Mekik'in diğer bir sorunu ise bükük iplik ihtiyacını arttırmasıydı. İpliğin bükülmesi çıkrık gibi eski yöntemlerle uygulanıyordu. 1750'lerden itibaren iplik talebi hem Britanya hem dünya tarihinin en yüksek noktasına çıktı. Hükümet üzerinde ki baskı büyüktü. Karaborsa oluşmaya başladı. 

    Dokuma sektörü 1764 yılında James Hargraves adında bir mucidin iplik bükme makinesi sayesinde rahatladı. Hargraves bu yeni tezgaha kızı Jenny'nin ismini vermişti. 'Jenny Makinesi' aynı anda 16 pamuk ipliği geriyordu. 

    John Kay'ın başına gelen James Hargraves'in de başına geldi. Küçük zanaatkarlar ve kol işçileri mucidi tehdit ettiler ve tezgahlara saldırdılar.



Standart bir 'Jinny Makinesi'


    

    Bu olaydan sonra Kraliyet Hükümeti çok sert tedbirler aldı. Patent kuruluşuna tüm ekonomik sektörlerde ki icatlara dair güvence verdi ve saldırgan işçilere çok ağır cezalar verildi. 1769 yılında sadece Londra'da 52 işçi meyhanesi 1 yıllığına kapatıldı ve tarihte ilk kez devlet, işverene işçi çıkarma hakkını verdi. Küçük zanaatkarlara kredi faiz oranı arttırıldı ve 6 lonca 5 yıllığına kapatıldı.

    Bu sert tedbirler karşı bir tepki doğursa da, hükümet gerekirse 'Askeri' tedbirler dahi alabileceğine dair bir bildiri yayınladı. Kol işçileri ve zanaatkarlar geri adım attı. 

    1769'da bir başka mucit, dokuma zanaatkarı Thomas Highs icat ettiği dokuma makinesi, 'Waterframe'  elle değil hidrolik bir çarkla çalışması büyük bir adımdı. Fakat bu tezgahta tam anlamıyla bir çözüm olmadı.

    Dokuma sektörüne en büyük yeniliği getiren ise bir işadamı olan Richard Arkwright tarafından geldi. 1770 yılında icat ettiği makine 'Jenny Makinesi' ve 'Waterframe' makinelerinin bir birleşimiydi. Böylece ortaya su ile çalışıp gerçek anlamda randıman alınan bir makine çıktı.

    Makine tam anlamıyla fırtına kopardı. Ülkenin tamamına kısa bir sürede yayıldı. Richard Arkwright, Kral George-III tarafından asalet unvanı ile ödüllendirildi ve sonraki zamanlarda 'Sanayi Devriminin Babası' olarak anıldı. Makinesi iğ sayısı yüzyılın sonunda 130'u bulmuştu.

    Sir Arkwright'ın geliştirdiği tezgah, iplik üretimine büyük bir canlılık getirdi. 1771'de ilk seri üretim yapan dokuma fabrikası kuruldu. 1773'te pazar talebinin tamamına yakını karşılanır konuma yükseldi ve tekstil sektörü yatırımcılara ve Birleşik Krallık'a büyük karlar sağladı. 




Sir Arkwright'ın Dokuma Makinesi


    Sir Arkwright'ın tezgahı su ile çalışıyordu. Bu da kol gücüne büyük bir alternatif oluştursa da bu sefer fabrikalar ve atölyeler için su ihtiyacı oluştu. Yatırımcılar büyük kanal projeleri yerine daha pratik bir yönteme başvurdular: İşletmelerini ırmak kenarlarına kurdular.

    İşletmelerin ırmak kenarlarına kurulması, ulaşım, ırmakların kirletilmesi ve kırsal alan ile şehirden gelenler arasında oluşan sorunlara yol açtı. 

    Yeni bir bunalım çıkmak üzereyken yardıma 'Buhar Makinesi' yetişti.

    İskoçyalı bir demirci ve ölçüm aleti uzmanı olan James Watt 1765 yılında madenlerdeki suyu boşaltmak için pompa ile çalışan bir buhar makinesi geliştirmişti. Aslında bu makinenin icadı Thomas Newcomen ve Thomas Savery'e aitti. Bu makine klasik tulumba mekanizmasını içinde barındıran fakat tek kişinin idare edebildiği buhar gücüyle çalışan bir makineydi.

    Fakat Newcomen ve Savery'nin buhar güçlü tulumba makinesi hem çok büyük hemde güvensizdi. Makinenin bir basınç ayarı olmaması, makineyi saatli bir bomba yapıyordu. 



Thomas Newcomen ve Thomas Savery'nin Buhar Makinesine ait diagram.


    James Watt bu makinenin ham hali üzerinde 1765 yılında çalışmaya başladı. Watt, daha önce de buhar makineleri üzerinde çalışmış, prototipler geliştirmiş fakat başarılı olamamıştı. 

    1767 yılında Newcomen'dan makinenin patentini aldı ve üzerinde 20 yıldan fazla çalıştı. Bu sırada makinenin birkaç varyasyonunu üretti ve madenlere sattı. 

    Makineyi 1785 yılında Londra'da bir dokuma fabrikasında çalıştırdı. Bu buhar makinesinin özelliği, tek bir makine ile fabrikadaki tüm tezgahları çalıştırabilmesiydi. 

    Bu icat hem Britanya ve hem dünya tarihini tamamen değiştirecekti. 

    Artık fabrikalar için ne ırmak kenarlarındaki suya ne de çok sayıda kol gücüne gerek vardı. Makineye su taşınabilir, kol gücü de %70-80 az kullanılabilirdi. Tek yapılması gereken şehir içinde büyük fabrikalar kurmaktı. James Watt'ın icadı tarihi bambaşka bir yöne sokmuştu.



James Watt. Sanatçı: Von Breda


    

    1785 - 1810 yıllar arasında Britanya'da yüzlerce fabrika açıldı. Dokuma sektörü, fabrikalaşma ile birlikte inanılmaz bir yükseliş gösterdi. 1785-1810 yıllarında İmparatorluğun ihracat hacmi, 1707-1785 yıllarından tam 6 kat fazlaydı. 1707-1785 dokuma sektörü ihracat payı (1784 rakamıyla) 265.000 sterlindi. 1810 yılında ise 5.500.000 sterlinin üzerine çıktı. 

    Bu büyük buluş ekonomiye olumlu anlamda bir çok yenilik ve yararlılıklar getirirken, insanoğlunun sosyolojisini ise kökünden değiştirecekti. 1785-1810 yılları arasında küçük zanaatkarların %93'ü yok oldu. Bunlar ya fabrikalarda işçi oldular ya sektörlerini değiştirdiler yada insanlığın yeni sorunuyla yüzyüze geldiler: İşsizlik.



İspanya Kraliyet Müzesi'nde sergilenen 1859 yılı yapımı bir Watt Buhar Makinesi


    

    Toplumun alışkanlıkları değişti, yatırımcılar yıkıcı etkide rekabete girdi, işçi mahalleri doğdu ve yoksulluk arttı.

    18. Yüzyılın sonlarında diğer bir önemli icat dalgası ise demir-demircilik sektöründe yaşandı. 1709'da Abraham Derby'nin odun kömürü yerine kok kömürü kullanarak elde ettiği 'demir', James Watt'ın buhar makinesine kadar önemli bir madde olarak görülmedi. Buhar makinesinin icadı ile birlikte demir sektörü, odun ve suya bağımlılığından kurtuldu.

    Kaliteli demir üretimi hızla diğer sektörlere de sıçradı ve köprü, bina, yol ve askeri alanda kullanılmaya başlandı. 19. yüzyılda ise demir en önemli hammadde oldu. Demiryolları, lokomotifler, denizcilik, makineler ve birçok sektörde yoğun olarak kullanıldı. Demire sahip olmak devletler için hayati bir öneme sahipti.

    James Watt'ın buhar makinesi, demir sektöründe de kullanıldı ve büyük yararlar elde edildi. Bu icatla beraber tarihte 'İcatlar Çağı' başladı. Birçok sektörde büyük teknolojik gelişmeler yaşandı.

    1801 yılında Richard Trevithick, ilk buharlı otomobili icat etti. 3 yıl bu aracın üstünde çalıştı fakat yol durumunun kötü olması sebebiyle ve talep görmemesi üzerine başka bir projeye yoğunlaştı. 1804 yılında ilk lokomotifi buldu. Bu makine demir üzerinde hareket edebiliyor ve büyük bir ulaşım kolaylığı sağlıyordu. Trenlerin yoğun kullanımına ise 1825 yılında başlanacaktı.




Richard Trevithick'in icat ettiği ilk lokomotif


    1807 yılında Amerikalı Robert Fulton buhar makinesini gemilerde kullanan ilk isim oldu.

    1844'te Samuel Morse'un telgrafı icadı iletişim dünyasında başka bir devrim oluşturdu. 

    1876 yılında ise Graham Bell'in telefonu icadı ise yine dünyayı tamamen değiştirecek başka bir icattı. 

    İcatlar çağından yararlanan ülke Birleşik Krallık olsa da, devrim hızla Fransa, Belçika ve ABD'ye de sıçradı. 1870'lerden itibaren Almanya, Avusturya-Macaristan ve İskandinavya'nın da rekabete girmesi ile birlikte Batı Avrupa ve ABD dünyanın fabrikası ve büyük ekonomik güçleri konumuna geldiler. 

    Üretimin görülmemiş boyutlara yükselmesi, saldırgan sömürgecilik ve 1848 Devrimlerinden sonra Batı Avrupa ve ABD'nin işçi sınıfına pay vermesi, bu ülkelerde ki refah seviyesini arttırdı. 

    Fakat bu devrimin olumsuz olarak vurduğu taraf ise artan pazar ve özellikle hammadde arayışıydı. Almanya'nın ulusal birliğini sağlaması ile beraber ülkeler rekabetlerinin şiddetini arttırdı. Bu rekabet I. Dünya Savaşı'na dönüşecek ve Britanya'da bu savaşın baş aktörlerinden birisi olacaktı.

    İçeri de ise artan refah dağılımında ki adaletsizlik ise işçi ölümleri, Kraliçe Victoria çağında çocuk işçiliği, lokavtlar, işsizlik ve yoksulluk sorunları büyük sıkıntılar doğuracaktı. Bu sorunların giderilmesi ise refah payından bu kesimler ile de paylaşılması ile diğer yüzyılda giderilmeye çalışıldı.

    (Bkz: I. Dünya Savaşı ve Britanya)

    Sanayi Devrimi'nin en yıkıcı etkileri ise tarım toplumlarını vurmuştu. Bağımsız ülkeler olan Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ve Çin, tarıma dayalı ekonomileri ve Endüstri Çağı'na ayak uyduramamaları sebebiyle büyük zararlar görecekti.

    Sanayi Devrimi'nin etkileri, I. Dünya Savaşı, II. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve son halkası olarak küreselleşme sürecini doğurdu.


 
 Çeviri, Hazırlayan ve Yazar: Lord Murrays

 Kaynakça:
 https://global.britannica.com/event/Industrial-Revolution
 http://www.bbc.co.uk/history/scottishhistory/enlightenment/features_enlightenment_industry.shtml
 http://www.history.com/topics/industrial-revolution

 http://history-world.org/Industrial%20Intro.htm
 https://www.britishmuseum.org/research/publications/online_research_catalogues/paper_money/paper_money_of_england__wales/the_industrial_revolution.aspx
 https://openlibrary.org/books/OL21439710M/The_unbound_Prometheus
 https://openlibrary.org/works/OL3487294W/Inside_the_Black_Box
 https://books.google.com.tr/books?id=r8kKAAAAYAAJ&pg=RA1-PA249&lpg=RA1-PA249&dq=%22james+hargraves%22+spinning+jenny&source=web&ots=tsgbGZ9BrO&sig=F_yy5BHrp3DTBP9NMmKApllsl3Q&redir_esc=y#v=onepage&q=%22james%20hargraves%22%20spinning%20jenny&f=false
 http://www.heeve.com/modern-history/richard-arkwright-the-father-of-the-modern-factory-system.html
 http://www.bbc.co.uk/history/historic_figures/watt_james.shtml
 http://www.bbc.co.uk/history/historic_figures/newcomen_thomas.shtml

1 yorum:

  1. Web sitemi ziyaret edip yorum yapar mısınız?
    http://ulusumuzvarolsun.blogspot.com/

    YanıtlaSil